mehmet güven yanında geçen kimseye müdahale dahi etmeyerek temiz bir maç çıkardı ve bileğinin hakkıyla oyundan alındı.
bunun yanında sabri sarıoğlunun saha içindeki ağa tavırları ikinci bir hasan şaş geliyor dedirtiyor insana. beyim her serbest atışta duran topların usta ismi gibi topun başında ve kimseye de bırakmıyor. bu takımda bakarak ve istediği yere orta açabilen uğur uçar gibi bir adam varken biz sürekli sabrinin ayarsız, yao ming e açar gibi açtığı ortaları izliyoruz.
ümit karan hata yapan herkese bağırıp çağırıyor. kaptan olarak çıktığı maçta hareketlerinde olgunluktan eser yoktu. birini de cesaretlendir 'olur böle' de be kardeşim!
feldkamp enteresan. ilk yarıdaki ön libero problemini iyi sezdi ama daha o anda mehmet topal ı almak yerine serveti alıp bouzid i ön liberoya çekmesi ilginçti. ayrıca ikinci oyuncu değişikliğini yaptıktan sonra üçüncü değişiklik için bu kadar beklemesi, ve bu beklentiye de nonda ve ya hakan şükür yerine mehmet topalla karşılık vermesini kimse çözemedi.
maç çıkışındaki bir adamın sözlerini direk copy paste yaparsam netleşecek sanırım durum. 'orda bordeux kazansın biz çıkalım burda denizli berabere kalsın biz çıkalım, keşke onların topçularına verseydik paraları'. sakatlıklar üzücü tabi ki ama takımda ruhsuzluk had safhada. umarım iki gün ankaranın soğuğunu yemek beyzadelerin aklını başlarına getirir. zira ankara seyircisi bir rezaleti daha kaldıramayabilir.