Ağzında sakladığı kelepçe anahtarını az önce dala takılınca düşüren zall'ın kelepçeden kurtulmal için tek çaresi kalmıştı; baş parmağını çıkarmak...
Sol baş parmağını çıkaracaktı. Başka çaresi kalmamıştı. Sağ eliyle sol baş parmağına kırarcasına baskı yapmaya başladı. Canı yanıyordu ama bunu hissetmiyordu. Hissedecek ne zamanı, ne de lüksü vardı. Olanca gücüyle bastırıp, parmağından gelen küt sesiyle çıktığını farketti. Kelepçeyi bileğinden eline doğru kaydırırken derisinin de kazındığını biliyordu. Bu numarayı eğitimlerinde öğrenmişti. Kelepçeyi açmadan kurtulmanın tek yolu, tabi bileği kesmemek kaydıyla.
Elleri serbest kalır kalmaz ayağının üstündeki taşı kaldırmaya çalıştı. Oldukça ağırdı ve birinci sefere kaldıramadı. Peşindeki silahlı kişiler ağaçların arasından çıkmıştı. Aralarında 30 metre vardı. En öndeki iri yarı olanı silahına davrandı. Bi kaç el ateş etti. Zall kafasını kayaların arkasına saklayıp, tekrar taşa olanca gücüyle yüklendi. Bu devasa kaya parçası bu sefer yerindrn oynadı. Ayağını çekip kendini kurtaran zall, ırmak boyunca suyun akarına doğru koşmaya başladı. Arkasından kurşun yağmuru geliyordu.
Az ilerde 20 metre yüksekliğinde bir çağlayan vardı. Kuşkusuz atlayacaktı. Atlayacağı noktaya gelip kendini boşluğa bırakırken baldırında bir acı hissetmişti. Vurulmuştu ve havada süzülerek düşüyordu...
15 Yıl öncesi
Kiremit örtüsüyle kaplı bu çatıya düşer düşmez ayağı geçmişti. Ağayı da bileğinden dize kadar kaval kemiği boyunca kesilmişti. Kırılan kiremit jilet keskinliğindeydi. Derin kesiği görebiliyordu fakat buna bakacak zamanı da yoktu. Ayağını takıldığı yerden çekip aldı. Doğruldu ve doğu yönünde koşmaya başladı. En uçta güvercinlik benzeri bir yapı vardı. Güvercinlik varsa kapı da vardır. Güvercinliğin önüne geldi, kilitliydi. Biraz açmak için uğraştı. Arkasında bıraktığı devlet görevlisinin de camdan sarktığını görünce orada oyalanmaktan vazgeçti. Karşıdaki binanın yangın merdivenş balkonu gözünün önünde, 5 metre ilerisindeydi. Kafasında kurguladı, Oraya atlamalı ve oradan kaçmalıydı. Biraz gerildi, kendini boşluğa bıraktı. Havada geçen saniyeler içinde hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmişti.
Parmaklığa tutynmayı başardı. Ani bir hareketle parmaklıklardan kendini içeri attı. Merdivenden üçer adımla inerek zemine ulaşmıştı. Burası binanın arka bahçesiydi ve açık otoparktı.
Doğruca çıkış kapısına yöneldi. Peşinden bir tane daha memurun koştuğunu farkeden zall, arkasına bakmadan çıkış kapısından kendini ana caddeye attı...