ulu zallı roman

entry4 galeri
    1.
  1. Zall'ın baş karakter olduğu romandır.
    Her biri var, zall'ı olanı da olsun.
    Virabismillah;

    Derin derin nefes alıyordu. Ayağını sıkıştığı kayalıktan çıkarması için son saniyelerini yaklaştığını farketmişti. ağaçların arkasındaki hışırtılar ve adım sesleri içini ürkütse de sakin olmalıydı. Kelepçeden kurtulmalıydı ilk olarak ve daha sonra ayağını kurtarmalıydı. Elleri arkadan kelepçeliydi. Kendini kurtarmak için kelepçeyi açacak anahtar ise düşmüştü. Başka yollara baş vurmalıydı, canının yanacağını bilse bile...

    15 Yıl önce...
    Hastanenin morg bölümünün girişinde oturup, hıçkırıklar içinde ağlıyordu küçük zall. Ailesini trafik kazasında kaybetmiş olmanın hüznüyle. Henüz 10 yaşındaydı. Gidebileceği hiç kimsesi yoktu. Zaten hastaneye de kimse gelmemişti. Kaza anından 2 gün geçmişti. Küçücük ellerini yüzüne götürmüş ağlamaktan gözleri kurumuştu. Birazdan doktor geldi. Zall'ın yanına oturup sormaya başladı;
    +isim nedir delikanlı?
    -zall doktor amca.
    +şimdi kimin yanında kalacaksın zall?
    -bilmiyorum doktor bey amca.
    +Seni çocuk esirgeme kurumundan bazı görevliler almak için geldi. Başka yakının çıkmadı kayıtlarda.
    -Ben onlarla gitmek istemiyorum. Vermeyin beni onlara.
    +ne yapabilirim evladım? kanunlar bunu emrediyor.

    Küçük zall bir anda olduğu yerden fırladı. Kapıdaki görevlilere yakakanmamak için yaklaştıkça sağa ve sola vucüt çalımları yaptı. Tam onlarla kafa kafaya geldiğinde yere yatarak aralarından kayarak geçti.
    Küçük zall hiperaktif bir çocuktu. Kolay kolay yakalanacak biri değildi. Merdivenlere doğru yöneldi. Birinci kat, ikinci kat derken zemin kata çıkmıştı. Lakin güvenlikler ana kapıda onu gördüler ve kaçmaması için seslendiler. Zall'ın durmaya niyeti yoktu. Üst kata çıkış merdivenine yöneldi. Dört kat daha çıktıktan sonra yataklı servislerler birine geçti. Burası ortapedi servisiydi. Koridorun sonuna kadar gidip soldaki odaya geçti. Binanın duruşunu biliyordu. Sağ tarafta hastane bahçesi, sol tarafta ise diğer blok vardı. Ayrıntıları kafasında tutmayı babası öğretmişti.

    Odadan geçip pencereye yöneldi. Pencereden çıktıktan sonra diğer binaya geçecekti. Fakat bir sorun vardı. Binanın çatısı bi alt katta son bulmuştu. Atlamalıydı. Ya düşersem diye düşündü. Atlamazsa yakalanacaktı. Mecbur atladı....
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük