vakti zamaninda -1930'lar da falan- paris'te konsolosluk görevimi icra ederken simdi yerine banka yapilmiş olan régulièremen meyhanesinde bir barmen vardi.
bu barmen muneccim boku yemiş gibi hemen hemen herşey hakkında bir alimdi. 19 dil bilir, simya, matematik, cografya, sosyoloji, biyoloji, sümeroloji, pastirmaloji, antik tarih, yakın tarih, hipermetrop tarih, astigmat tarihi, edebiyat, muzikoloji konusunda benim diyen alimi kumda oynatir çöp battirmaz hatta utanmadan 25 adet calgiyi über derecede calardi. paris sehrinde a'dan z'ye olan biten hakkında bilgisi ve fikri vardi. o vakitler dedikodu basini fazla gelişmediği için le week-end - frenkce hafta sonu- mecbuasinin ayakli versiyonudur.
gtünlerden bir gün bu kadar bilgisinin sebebi hikmetini sordugum vakit bana verdiği cevap ile resmen dumura ugradim. kendisi vakti zamaninda bir vakitler ismi bende mahfuz olan bir ülkenin kraliymiş. ülkesi devrim modasina uymamazlik etmemek için kendisi tahtan indirmiş ve bir zamanlar krali memeleketten sepetlenmiş. işte bu kişi evinin nafakasini kazanmak için bir vakit avere avere dolasmiş bir tesaduf uzerine régulièremen meyhanesinde barmenlik görevini icra etmiş. simdiyse 75 adet resmi ve gayri resmi veledi ile dünya barmenliğinin kralliğini kuruyormus.
sözümüzün özü bu zorla mise à la retraite - ah mon dio, mil pardon- emekli olan kral örneğinden hareket edersek eğer bir barmenin bilgili olmasi sizi yaniltmasin. muhakkak o kişi régulièremen meyhanesindeki kişinin sulbünden gelmedir. gidin o barmenin çömezi olun ve su dunyanin sırrını çözmeye vakıf olun.