öyle radyo dinlemeyi falan pek sevmem. bakmayın radyo sol'da da dj'lik yaptığıma falan. arkadaş hatrı, dost hatrı... istediğim şarkıyı media player ıma atıp dinlemek daha güzel bence..
bu radyoya da girmişliğim, dinlemişliğim vardır. sağolsunlar, hoş sohbetli arkadaşlar, ilgili arkadaşlar. isteklerimi de çaldılar, arşivleri dahilinde. kötü olan hiçbir şey görmemiştim. birkaç gündür yazılanları görünce 'aceba ben mi kaçırdım kötüleri' diye düşündüm ister istemez.
ama yok. kötü nihayetinde görecelidir. yani birilerine hatta herkese göre kötü olan bir şey bana göre iyi olabilir. kime ne?
sonuçta söylendiği gibi, sanal bir ortam. ve kapısında da iyi ve ya kötü yazmaz. girip bakılmalıdır, öğrenmek için. girer bakarsın, kimse de durduk yere hakaret etmez sanırım kimseye. ha edilirse de terk edersin ortamı. insanın yaşı büyük olabilir, küçük de olabilir. ama insan her yaşta düşünebilen bir canlıdır. düşünebilen bir canlı olmalıdır.
ergenlik dönemi sendromlarındaki çocuklar gibi, yanında hatun olunca 'her şey benim etrafımda dönüyor', 'ben herkesi döverim' tavrı ergenlik döneminde kalmalıdır.
velhasıl kelam, radyo dinlemek isteyenler, dinlemeyi sevenler girebilir, dinleyebilirler. istek isteyebilir, isterlerse diğer online dinleyiciler ile sohbet edebilirler.
sevgiliniz yanınızda ise, boşverin sözlüğü, radyoyu, interneti falan da çıkın dışarı gezin biraz. bir yerlerde oturun, yemeğe gidin, sinemeya gidin, hiçbir şey bilmiyorsanız eve gidin. birbirinizden uzak olabilirsiniz, o zaman da açın telefonla konuşun, siz ona şarkılar söyleyin, o söylesin.
sevgilim var, radyoya girecem derseniz, hele hele ergenlik döneminde ve ya o dönemden hiç kurtulamadıysanız sevgiliniz falan da olmasın ya. girmeyin radyoya. valla...sonra herkesi dövmek zorunda hissedersiniz kendinizi, millet de güler...
