ilk ibm'im olduğunda ne heyecan yaşamıştım yaw, içinde oyun yoktu, 8mb ram, 800 mb hafıza ve pentium133 işlemcisi, disket ve cd sürücüsü, windows 95 işletim sistemiyle paintte harikalar yaratıyordum ve siz de buna inanıyordunuz doğrusu. hepsi y.rrak gibi resimlerdi bmp formatında. photoshop çıktı çıkalı painte bakan yok lem. o kadar mı aciz bu paint. sonuçta bir resim çiziyordum ve bir yerlerden aparttığım iki fotoğrafı yan yana yapıştırıp, özel renk seçeneklerinden pembemsiyi seçip, fırçayla kalp neyim çizip, 'mutluluğun_resmi.bmp' adı ile masaüstüme kaydediyor ve abidin dino ile kendimi kıyaslayabilecek bir özgüvene sahip oluyordum.
ama o masaüstü kamuya açık alan, onu unuttun salak. abim gördü bi gün o daltaraklığın resmini:
+ lan benjcev kim bu şanslı kız?
- abi git başımdan ya, dönem ödevim için o, mayın tarlası aç da oynayak hele düaüafüğşşşş (konu değişsin lütfen)
+ lan dönem ödevin, ergenlik hormonlarının bünye üzerindeki sanatsal etkileri mi?
- anneeee, abim özelime karışıyor. özelim lan o benim. (özelim kelimesini de duymuş bi hey allahım)
- abi bak, birazdan arkadaşlarım gelecek, nolur bak o resimden bahsetme tamam mı?
+ ehe, hadi kaleye geç o zaman da şut çekeyim.
ucuz yırttık zannediyordum. abim bütün dallamaları bilgisayar başına toplayıp, beni alay konusu etmekle, ergen yüreğime bir sivilce daha, ve kulağıma arka sıralardan gün geçtikçe artan 'ooo anlayalım yani' nidaları eklemişti.