Diğer hayvan türlerinin "tecavüz" ile çoğaldığını zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Tam aksine, insan toplumu doğaya uygun bir şekilde işleseydi, tecavüz olmazdı. Nitekim kadınlar sadece genetik olarak en güçlü ve sağlam erkeklerin etrafında toplaşır, diğer erkekler de babayı alırdı.
Neyse, işi sosyal hayata dökersek, anneliğin, aynı babalığın olduğu gibi, sosyal hayat açısından önemini vurgulayalım.
Anne, çocuğun ilk tam anlamı ile bağ kurduğu, taklit ettiği kimsedir. Aynı şekilde, toplum, insanların üremesi olmadan var olamaz. Yani toplum, anneler olmadan var olamaz. Bir kadının topluma (ve kendine) bulunabileceği en büyük katkı, anneliktir.
Annelik olmadan bir kadın hiç bir zaman tam anlamıyla var oluş sebebini gerçekleştiremez.
Ama elbette nedense sizin o küçük beyninizde annelik de, diğer tüm kaçmaya çalıştığınız yükümlülük ve sorumluluklar gibi, bir angaryadır. Vaktinde bazı feministlerin bebekleri bir parazit olarak tanımladığını bile duymuştum. Anneliği kadınlıktan ayırmaya çalışmak, kadınlığa verilen en büyük zarardır, nitekim onlara doğanın verdiği en büyük nimet olan, içinde bir canı taşıma ve büyütme yeteneğini ondan koparma, veyahut o yeteneği kötüleme, anneliği bir engel, ya da kadının aleyhine olan bir şey gibi lanse etme, bir kadını var oluş sebebinden koparmaktan başka bir şey değildir.
Anneliğin kutsal olmasının bir sebebi var elbette. Boşu boşuna doğumda ölen kadınlar, çoğu kültürde, bizim kültürümüzde olduğu gibi, savaşta ölen kimselerle denk bir seviyede tutulmuyorlar.
Annelik fedakarlıktır.
Ama siz fedakarlığı bilmediğiniz için, ya da bilmek istemediğiniz için, bu kutsal kurumu, ki kurum demek bence gayet de yerindedir, kötülüyorsunuz.