O sene 4 dersten kalarak üni.den döndüğümde babam bana kızıp beni köye postaladı. Halamın kocası yani enistemin eski bir minibüsü var idi. Çevre koylerle ilçe arasında yolcu taşıyordu. Ben de arada bir yardim olsun diye minibuste şoforluk yapiyordum. Yine bir gece enistem uzak bir koydeki düğüne yolcu götürmemi istedi. Tamam dedim tam benlik. Gece orman yolunda araba surmeyi seviyordum. Bir minibus dolusu teyzeyi goturup biraktim, donmek icin beni arayacaklarini soylediler. Ben de tek başima geri dondum. Araba şu eski pejo minibuslerdendi. Orman yolunda biraz gittikten sonra yol kenarinda durmami isaret eden iki kadin gordum. Aman yarabbim hem de gelinlikliydiler. Eyvah dedim bunlar kesin koydeki dugunun gelinleri. O anda neden iki gelin var diye dusunmedim cunku koylerde abi kardes çift dugun olabiliyordu. Dedim bunlar kesin dugunden kacti julia roberts gibi. Neme lazim emanet arabayla basim belaya girmesin başima kalirlar diye bastim gaza durmadim. Arkadan öyle bir çıglik attilar ki pejonun sesini bile bastirdi. Neyse ucuz atlattik dedim.
Birkac dakika gittim gitmedim arkadan bir ses geldi kulagima. Dikiz aynasindan bakmamla arka koltuktaki iki gelinle göz göze geldim. Gözleri kan çanağı olmuş simsiyah dişleriyle bana gülüyorlardı. Bizi dügünümüze götür derlerken ben arabadan atlamayı düsündüm. O anda karşımda halay çeken bir grup adam gördüm. Evet 5 yıl önce koyde gordugum ayni manzaraydi bu. Ve beş yıl önceki halim de aralarında halay çekiyordu. Kendimi izliyordum. Kendimin eni cini vokke ile moonwalk yaparkenki halimi de görünce dedim ki, ulan kaliteli şarkilarin modası hic gecmiyor. Ruhun şad olsun maykıl ceksın.