ölüm bir sondur, bilincini kaybetmektir her şeyin bir hiç uğruna yaşandığını bilmektir. belki de insanları bu kadar her şeye anlam katmaya iten şey budur. belki egolarımız bu yüzden bu kadar şişkin çünkü bu anlamsızlık biz farkında olmasak da içimizde var ve düşüncelerimizle bazen bizi rahatsız ediyor, bundan kurtulmak istiyoruz. beynimizde oluşturduğu kaosu önlemek için farklı şeyler yaratıp onunla bir nevi ilaç gibi geçici acı dindiriyoruz. sonra belki de her gün bunu sorgulamak zor geliyor ve artık kalıcı bir şey düşünüp onda kalıp onu yüceltip böylece acizliğimizi kutsadığımız şeyin arkasına saklayarak kendimizi kandırıyoruz. ölümün bir bizde yarattığı acı ve gördüklerimizin hele hele sevdiklerimizin ölümü bizi hepten güçsüzleştiriyor. bunun yarattığı acıdan kaçmak için bir refleks olarak da bir şeylere tapıyoruz ama nasıl sevdiklerimiz veya bizim ölümümüz hatta hiçbir ölüm geri gelmeyecekse ve artık onlar yoksa hayallerimiz de böyle olacak. inandıklarımız veya inkar ettiklerimiz hepsi toprak olacak. biz de olacağız.
hepimiz kurtçuların dişinin arasında kalan bir et parçasından fazlası olmayacağız.