din felsefesi

entry38 galeri
    30.
  1. ergenlerin din felsefesi tartıştığını zannetmesi, türkiye'de din felsefesinin ele ayağa düşme sebebidir. din felsefesi herkese açık, kahvehanedeki x ağa'nın veya rationally-challenged ergenlerin aptal aptal yorumlayacağı, argüman üretebileceği bir alan değildir. ergenler bunu adına "din felsefesi" dese de, bu asla din felsefesi değildir. iki adet düşünsel (!) cümle kurup bir argümanın içerisini onlarca logical fallacy, consistency fail, weak/false analogy, storytelling ya da previously-known zırvalarla doldurmak, felsefe yapmak değildir. hâlâ bunun aksini iddia eden kimse, din felsefesini akademik olarak ciddi araştırmamış ve bu kimsenin konu hakkında yeterli bilgisi yok demektir. felsefe; "intellectual elitism", "advanced consciousness" ve "analytical/logical skill" gerektirir. bunlar da yetmez, "linguistically-gifted" olmak gerekir. o nedenle türkiye'de din felsefesini 23-24 yaş altı adolesan kitle içerisinde ciddi şekilde ele alabilen kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. bu kişiler de belirlidir, hepsinin felsefe bilgisi akademik tescillidir. hepsinin yurt dışı akademik çevreleriyle irtibatı vardır. müthiş derecede yabancı dilleri ve üstün zihinsel özellikleri vardır. geri kalanı tırttır. bu "tırt" kitle içerisinde karikateist, atehöst, paronayateizm, ilahi komedya, sorgulayan gibi zaman israfı sayfalarda yöneticilik yapıp kendine felsefeciyim veya din felsefesi yapıyorum diyen, çoğu liseli, ergencikler bulunur. bu sayfaların, aynı kendileri gibi olan takipçileri de bu yöneticilerin bir yerlerini kaldırır. sonra da herhangi bir vatandaşımız, din felsefesini bu tip gerzek sayfaların yaptığıyla ibaret zanneder. türkiye'de kimse sadurski'i, howsepian'ı, goldenweiser'ı, rowe'ü, gralying'i, badiou'u, denkel'i, grau'yu, kading'i, rosenberg'i ve ismini sayamayacağımız birçok parlak felsefeciyi tanımaz. hadi dünya literatürünü geçtim, daha kendi memleketinin insanı olan imamoğlu'yu, aksun'u, akbaş'ı, sayan'ı, örs'ü, türkben'i, aydın'ı, uygur'u, çotuksöken'i bilmez. bu saydığım küçük felsefeci kitlesinden bile çoğu insan haberdar değildir. "bu isimler, en çok hangi çalışmalarıyla literatüre katkı sağlamışlardır" diye "introduction to philosophy of religion" sorusu sorsak ya da "bu isimler hangi ekoldendir, bu ekolün meta-philosophical açıdan hangi felsefe kanadına ait olduğunu temellendiriniz" şeklinde bir "Philosophy101" dersi problemi yöneltsek; bırakın çalışmanın içeriğini, henüz çalışmanın ismini söyleyemeyecek birçok insan vardır. ama din felsefesi herkese açık (!) ya, herkesin yaptığı şey din felsefesi (!) ya; aptal, sperm kafalı ergenlerin bu alanın ismini fütursuzca kullanma yetkisi var ya (!), bilim-felsefe arasında öyle kafamıza göre analoji kurabiliyoruz (!) ve bu hiç "logical problem" yaratmıyor ya, nasılsa saf insan dolu yurdumda kimse bu gerzeklikleri çakmıyor (!) ya, varsın bu isimler akademik olarak, parlak, olgun bir zihinle incelenmesin! ama sokaktaki sidik kokan ergenin yaptığı "din felsefesi" sayılsın! din felsefesi de ele ayağa düşmemiş olsun! olay budur. işte bu nedenle din felsefesinin ismi, "ele ayağa düşmüştür". bu gidişle, hâlâ din felsefesinin ve diğer birçok felsefe kolunun entelektüel-elit yanını keşfedememiş insanlar çoğaldıkça, anlaşılan daha da düşecektir. bu kişilerin en büyük eksikliği, felsefeye yatkın olmayan, parlak olmayan bir zihinle felsefe yaptıklarını/tartıştıklarını zannetmeleri ve din felsefesi literatürü eksikliği nedeniyle kendi beş para etmez çalışmalarına "din felsefesi" adını verip bunları kitlelere yaymalarıdır. felsefe yapacak parlak bir zihin/deha ve bu zekayı, din felsefesinin argümanlarını akademik düzeyde eleştirebilecek şekilde kullama yetisi de sokaktaki ağzı kokmuş x amca ile yeni yeni bir düşünce tarzı oturtmaya çalışan tecrübesiz ergenlerde -genellikle- bulunmaz. bulunuyorsa hodri meydan, girsin akademiye, bilgisini tescillesin. bilgi tescili yoksa da çenesini kapasın, zırvalamasın! zırvalıyorsa da etrafa "ben din felsefesi yapıyorum" demesin. ortalık zırvalıklardan ve mantıksızlıklardan geçilmiyor! karşılarına "bright-minded" bir felsefeci çıktığında gülünç duruma düşüyor zavallılar. yaşama küsüyorlar. yaşama küsseler yine iyi; çünkü birçoğu, yaşama küsmesi için bir şeyleri bilmediğini anlayamayacak kadar ahmak. bilmediklerini de bilmiyorlar anlaşılan. "yaptıklarımın asla ciddi bir felsefî çalışma olmadığını biliyorum; ancak araştırıyorum, öğreniyorum, felsefeye ilgiliyim, kendimi geliştiriyorum sadece" desin ki saf millet bunun çalışmalarını din felsefesi sanmasın. komik duruma da düşmesinler, çevrelerine illogical, aphilosophical fikirler aşılamasınlar. hâlâ din felsefesini, popüler ve halka ait, daha yabancı dil dâhi bilmeden herkesin içinde olabileceği bir konu gibi düşünebilmek, apaçık akademik din felsefesi eksikliğini ya da bu saydığımız "tırt" kitle içerisinde bireyin kendini hissedip ısrarla doğruya karşı çırpınma eylemini ifade eder.

    edit: imla
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük