-Baba ya. Seneye düğün yapayım diyorum.
+Yap oğlum. Kız kim, ne zaman gidelim istemeye?
-kız yok daha ortada.
+eee ne düğünü bu?
-ne bilim. Arkadaşlarla toplanıp takılırız diye düşündüm.
+Tamam da ben ne yapayım?
-sen de gel. Pavyonları bilen bi büyüğümüz bulunsun başımızda.
+Ne demek bu?
-ne yani beni it gibi çalıştırıp kazandığımız paralarla pavyonlara gittiğin yalan mı?
+Nerden duyuyon sen bunları? Anan mı dolduruyor seni?
-anamla ne alakası var? Kadın ha bire borç ödediğimizi sanıyo. Onu kandırırsın belki de beni kandıramazsın.
+Kalk siktir git şurdan... Ben de birşey diyecek diye dinliyorum.
-birşey diyorum zaten. Dinlemezsen farklı şekilde de anlatabilirim.
+Nası? Sen bana kafa mı tutuyon lan pezevenk. Siktir git gelme eve..
-elbet gelecem ben o eve. En kötü ölünü gömmeye...
Bu son sözümden sonra terslenemedi bir daha. Şimdilerde hala daha elli yaşında serseri gibi takılsa da ben memleketteyken evden işe işten eve giden bir adam.