Rasyonelizmi tam olarak bilmek gerekir böyle bir yanılgıya düşmemek için,dinler sadece belirli çerçevede gerçekliği savunurlar, yani kendi tezlerini çürüten argümanları reddederler. Örnekle açıklayım.
Allah iyi niyetli ve her şeye gücü yetendir.
Allah işin özünde melek olarak ilk başta şeytanı yaratmıştır.
Şeytanın kendini üstün görmesi sonucunda şeytanla allah arasından bir anlaşma yapılmıştır. Yani şeytan insanı reddetmiş fakat Allah ona karşı gelmek yerine, kötülüğü direkt yok etmek yerine onunla iddia ya girmiş.
Bunun adına da insanlar dünya için sınav demişlerdir.
Bu argümana göre allah herşeye gücü yeten ve iyi niyetli olsaydı iyi niyeti nedeniyle şeytan gibi bir kötülüğün oluşmasına izin vermezdi. Bu durumda kurandaki şeytan adem havva hikayesi rasyonel bir argüman değildir. Çürütülebilir. Dinlerin de bu çürütmeyi reddettikleri için hiçbir din tam rasyonel değildir. Olamaz.
Yorumlarsan inanırsın editi;Rasyonel olmak sorgulamaya açıklık anlamında değildir. Tam tersi kesinliğe en yakın şeydir. Mezheplerin ve hadislerin olması aksine islamın rasyonellikten uzak olduğunun göstergesidir. Yani ayetler yetersizki hadislere ihtiyaç duyulmuş. Rasyonel olmak yer çekimini kabul edip bilincinde olup ona göre hakaret etmektir kimse yer çekiminin olmadığını iddia edemez dinler mutlak sonucu belirtmezler yorumlayarak korku ile inanmanı hedeflerler inanmak inanç, kelimesinin sözlük anlamına baktığınız da ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Şunuda şuraya koyayım belki üşenenler vardır. rasyonel ve din kelimesini yanyana bir daha gelip gelmemesi gerektiğine siz karar verirsiniz TDK dan alıntı;
inanç;
Bir şeyi güvenle doğru sayma tutumu. Bu anlamda: 1. Yeterince gerekçesi bulunmayan, kesin olmayan bir şeyi doğru sayma; us yoluyla genel geçer bir doğrulama yapmadan, başkasının tanıklığı üzerine kurulmuş kanıtları, hiç bir kuşku duymaksızın onaylama. 2. Öznel olarak yeterli olan, ama nesnel olarak yeterli olmayan gerekçelerden ötürü bir şeyi doğru sayma. // Bu: a. usa uygun, b. duygulara uygun, c. istemeye uygun bir kanı ve onaylama olabilir. 3. Bütün yapıp etmelerimizin temelinde bulunan yaşamadan gelen zorunlulukla dış dünyanın (nesnelerin, başka benlerin, Tanrı'nın) var olduğunu kabul etme; bilimsel, ahlaksal, estetik ve fizikötesi açıklamalarda, önermelerin doğruluğunu onaylama. 4. (Hume'da) Alışkanlık kavramı ile bağlılık içinde temel kavramlardan biri: Bir algı ya da anıya bağlı duygu ; Hume'a göre var olma, algılanmış olma ile aynı şey olduğundan var olma algılanmadan edinilen bir inançtır. 5. Kişisel düşünmeye dayanmayan, ortaklaşa düşüncenin yansısı olan onaylama ve inanış. (Sanı olarak inanç.) 6. Yabancı bir yetkenin etkisiyle bir şeyi doğru sayma; bu anlamda inanç, inanılan, özellikle dinsel alanda doğru sayılan şeydir.