hizmet alan ile hizmet veren farkı şeklinde bir sun'i uygulama,"fazlasını istemeye haddiniz yok"diyen bürokratik,oligarşik,halktan kopuk zihniyetin can simididir.
bu kişilerin iddiasına göre,kamuda hizmet veren kişiler devleti temsil etmektedir,dolayısıyla bir inancı,fikri ya da ideolojiyi ifade eden semboller-araçlar kullanamazlar.
ancak bu iddiaya itibar edeceksek şuna da inanmamız gerekir;mesela bir tapu memuru,işlem için gelen vatandaşla görevi esnasında ve göreviyle ilgili bir konuda kavga ederse,bunu devlet o vatandaşla kavga ediyor gibi mi algılamalıyız?ya da görevini kötüye kullanan bir kamu personelinin kabahatini de devletin tavrı olarak mı kabul edeceğiz?
bilhassa inancın tezahürü olan şeylerin(tesettür gibi) sadece kişilerin kendisini bağladığını söylemeye bile gerek yoktur.ancak bunu söylesek ve haklılığımızı ispat etsek bile bu husustaki baskı mümkün olduğunca sürdürülecektir,nitekim amaç her zaman olduğu gibi "üzüm yemek"ten ziyade bağcıyı dövmek"tir.