sınırlarının bir kısmı gürcistan sınırları bir kısmı türkiye sınırları içerisinde kalan sancaktır. 1924 anayasası ardından kürdistan ile birlikte yasaklanan isimlerdendir.
Mustafa Kemal, bölgedeki Kürtlere, haklarının korunacağı, "Her vilayetin kendi hükmi şahsiyeti olacağı" yönünde sözler vermiştir. 1924 Anayasası’nda Kürtlerin bu beklentileri karşılanmayınca Kürtler hakları için mücadeleye başlar.
Resmi tarihin "Şeyh Sait isyanı" diye adlandırdığı ve arkasında gerici dinci güçlerin ve ingilizlerin bulunduğu yalanı ile propagandasını yaptığı bu sürecin sonunda, Şeyh Sait ve Seyyit Abdülkadir’in de içinde bulunduğu Kürt liderler, Takrir-i Sükun Kanunu ile kurulan istiklâl Mahkemelerinde yargılanarak idam edildiler. 206 köy yakıldı, 758 ev yıkıldı, 15 binin üzerinde Kürt katledildi.
Lazistan sancağı da tabi ki bu yargılamalardan kendine düşen payı fazlasıyla aldı. lazistan sancağı'nın demokratik temsilcileri, ayanları, milletvekilleri ve kanaat önderleri 4 mart 1925'de meclisten geçen takrir-i sükun yasaları ile bir dizi yargılama, sürgün, infaz ve idamlardan geçerek tasfiye edilmiş ve lazistan sancağı bir daha adı anılmamak üzere tarihten silinmiştir. benzer süreçler kürdistan sancağında da yaşanmıştır. bu açıdan iki bölgenin o dönem itibariyle içinde bulunduğu objektif koşullar aynıdır. ancak lazistan'ın kaderi kürdistan gibi olmamış ve bölge halkları asimile edilmiştir.