izmir dokuz eylül üniversitesi skandalı

entry16 galeri
    9.
  1. mükemmel bir zamanlama ile gerçekleşen olaydır.

    millet ekonomik darboğazın içinde debeleniyor, aç. bildiğin aç! bunu ne medyada gündem gerisine iter? bu olay iter işte.

    meclisin dtp'li vekili almanya'da atıp tutuyor "bu ülke bölünür" diyerek ben kızıyorum "ulan gel bu lafları edirneden içeride söyle, elin almanından hak dilenme" diyerek, sonra benim başbakanım gidiyor iberik yarımadasından, ülkenin 5000 km uzağından degaj atıyor "türban serbest kalacak" diyerek. bakın hiç girmiyorum içeriğine lafın. doğrudan ve dümdüz bakıyorum ve bu lafın iberik yarımadasından söylenip anadolunun bağrında yankılanmasına hayret ediyorum.

    ne oluyor şu anda? ülke birden karışıyor. bir tarafta top sakallı pipolu palyaçolar, diğer tarafta sanki üniversite kapısındaki genç başörtülüyü temsil eden oymuş gibi emine şenlikoğlugiller familyası. ortada ali kırca!

    bir tarafta ordu biryerleri bombalıyor, diğer yanda dtp sınıra kamp kuruyor, diğer yanda bombalı araçlar şehir merkezlerinde cirit atıyor medya türbanın yasallığını bırakmış cemil ipekçi kişisine röpörtaj verdiriyor.

    bir tarafta akp ben bu işi çözerim diyor diğer tarafta hiç bir parti hayır ben bu işi çözdürmem türban serbest kalmasın demiyor. herkesin aklı -ki buna chp de dahil- gelecek yerel seçimlerde "çözelim ama şöyle böyle diyor".

    vatandaş bunları tv'den izliyor. ama demiştik ya vatandaş aç!

    tüm bunlar size de suni gelmiyor mu? allahınızı severseniz düşünün ya hu!

    yerel seçimler, ekonomik darboğaz, yolsuzluklar, yaklaşan chp kongresi, başarısı tartışılan bir sınır ötesi harekat, abd ile yapılan ve karşılıksız olduğuna inanmanın güç olduğu anlık istihbarat paylaşımı...nasıl güzel bir zamanlama değil mi? hiç mi kıllanan yok bu durumdan?

    sonra bu okulda gerçekleşen deneme sınavı rezaleti oluyor. olaya bakarsak kişisel düşüncem rezalet kelimesinin hakkını verilmekte zaten. kapıdaki velilerin bir kısmı içeri alınmıyor. başı kapalı bayanların çocukları tatil günü hizmet alan veya hizmet veren olmamalarına rağmen bir üniversite bahçesine alınmıyor. sonra bu bayanların çocukları başı açık bayanlara emanet edilerek içeri gönderiliyor.

    ama can alıcı sahne ne idi biliyor musunuz? akşam haberlerinde bir çocuk kendisine uzatılan mikrofona tek bir cümle söyledi; "benim annemi içeri almadılar" çocuğun en kıymetlisi içeri alınmamış. bu çocuğa fiili bir taciz olayı olsa çocuğun bilinçaltına işlenir değil mi bu durum? sizce bu çocuk büyüyünce annesinden kendisini ayıran şeyin kapıdaki şapkalı güvenlik değil de bu devletin bizzat kendisi olduğu öğrenince ne olacak? her sabah andımız okurken ne hissedecek? siktir edin onu?

    bu çocuk pazartesi günü okula gittiğinde sınıfta fotoğrafı asılı duran atatürk'ün annesini içeri almayan devletin kurucusu olduğunu sizce aklından geçirecek mi geçirmeyecek mi?

    tüm bunlara demagoji diyen kişilere tek bir cümlem var; bir gün saçınızdan, sakalınızdan, eteğinizin boyundan, makyajınızdan filan bahane gösterilerek evladınızı başı kapalı bir bayana emanet edip çocuğunuzu sınava göndermek ister miydiniz?

    merak etme ağam, paşam; bu devlet kolay kolay yıkılmaz. bundan 6-7 yıl evvel brezilya'da halk ekonomik durumu gerekçe göstererek mağazaları marketleri yağmalamıştı, eş zamanlı olarak biz de devalüasyon yaşamıştık anayasa kitapçığı mevzuundan dolayı ama bu halk hem sabırlı hem güçlüdür. bu devleti başörtüsü yıkacaksa bu halk başörtüsünü yırtar atar, mini etek yırtarsa mini eteği yırtar atar. onlar bunu yaparken pipolu palyaçolar da, tahta sakallı hacı hocalar da bu topraklardan çok uzakta olacaklardır.

    halkına düşman devlet ile devletine düşman halk aynı zamanda ve aynı coğrafyada bulunursa o zaman atatürk gelse kurtaramaz ebemizin namusunu bunu böyle bilesiniz!
    4 ...