nefret o kadar kötü bir duygu ki onlarca kitabın gücü yetmiyor açıklamaya.
devletlerin büyüklüğü sağladıkları adalet ile orantılıdır. sadece ülkenin maddi refah düzeyinin yüksek olması ile ilgili bir durum değil bu olay, gelir az olsa da bölüşüm eşit olur ise büyük problemler arz-ı endam olunmaz. sonrası devlet; mutluluğu ve soyut anlamda da adalet'i eşit dağıtmalıdır. büyük devlet olmanın birinci şartı adaletten geçer çünkü.
bu bülent ersoy denen şahsiyetin varlığı ve bu derece meşrulaştırılması üyesi olduğum kuşaktan itibaren devletin insanlarına yaptığı bir ihanet gibi bir yumak duygu olup tıkanıyor soluk borumda her zaman.
bu kişi eşcinsel değildir. heteroseksüel değildir. bu ne menem birşey olduğu belli olmayan bir medya maymunudur. doğan grubu mantığının ülkemize bir yansımasıdır.
eşcinsellerin bülent ersoydan nefret ettiğini yada etmesini gerektiğini düşünüyorum.
sen bülent ersoy'u devlete, millete, halka herşeye kabul ettir, her yerde dinlenir ve görünebilir kıl, sonra gay ve lezbiyen vatandaşlarına olmaz kısıtlamaları yap.
işte adaletin dağılımı böyle böyle bozulur. Bülent ersoy'un meşrulaştırdığı şey: medya şebelekliği yaparsan eşcinsel olmanda, cinsiyet değiştirmende falan hiçbir problem olmaz mantığıdır.
fazıl say çok da haksız sayılmaz açıkçası..
