öncelikle çok sığ bir yorum yapmak gerekirse hatun kısmısı bu filmin hastası. hatta bir ara "ya nasıl izlemezsin ?! o zaman bir gün sana geliyorum ve birlikte jeux d'enfants'ı izliyoruz." söylemini kadınlar için default bi flört cümlesi sanıyordum. sanırım bu filmin bu kadar popüler olmasındaki faktörlerden biri de bu.
evet, kadınlar bize kıyasla çok daha duygusal ama açıkçası bu filmde öyle yaldır yaldır bir duygusallıktan çok saplantılı bir ilişki hikayesi var gibi. neyse...
bu arada film 2003, yapımı bir fransız filmi. öyle popüler hollywood filmlerinden değil yani. velhasıl bu filmi övmeye başladığınızda alttan alta "evet, avrupa sineması ve diğer underground sanat dallarını takip ediyorum. öyle kültürlü öyle entel kuntelim" gibi bir mesaj da veriliyor. tabi bunu genele yayamam. yani bu filmi gerçekten sevenlerde vardır. ama bu filmi sırf böbürlenmek için övenleri de tanıyorum. ayrıca kadınların bu filmi çok sevdiğini söylemiş miydim ? hah, evet. şimdi taşlar yerine oturdu sanırım...
son olarak bu filmde sevmediğim başka bir mevzu da filmde ara ara, kopuk kopuk (özellikle filmin başlarında ve sonlara doğru) surreal sahneler yaratılmaya çalışılmış. filmin başlarında, ufaklıkların gördüğü kabusu veya sonlara doğru esas oğlanın yumruğu yedikten sonra kendine gelişini hatırlayın. ara ara bir magic mushroom kafası yaratmaya çalışmışlar ama olmamış. bi kere bu sahneler o kadar kopuk kopuk ki hissetmiyorsunuz bile...
neyse, valhasıl bu kesinlikte beğenmedim. ama siz bu filmi övmeye devam edin. ya da hiç izlemeyip "aaa izlemedim. bir gün bana gelsene. birlikte izleriz. hem ben sana yemek de yaparım." falan diyerek bir takım sevişmeli aktivitelerinize alet edebilirsiniz. tercih sizin...