yürütme ve yasama, rejim dahilindeki eylemlerin gidişatını yönlendirme memuriyetidir. yargı, bu eylemlerin rejim dahilinde kalmasını denetler. bu sebepledir ki, yargı üyeleri seçilmezler, rejim doğrultusunda eğitilip göreve atanırlar. bu sebeple, her konuda en son söz yargının olmak durumundadır; çünkü kuvvetler ayrılığını prensip edinen demokratik yönetim biçimlerinde yargı, herşeyin üstündedir.
aksi takdirde, her şeyi bilen halktır mantığıyle her türlü kavram oylamaya sunulsaydı, örneğin padişahlık ya da meşrutiyet gelsin mi gelmesin mi şeklinde referandumlarla da karşılaşmak olasıdır. unutulmamalıdır ki, devrimleri gerçekleştiren kurucu meclisler bir anayasa belirler, rejim bu doğrultuda oluşturulur. demokrasi de demokrasi, cumhuriyet de cumhuriyet diye ah vah edenlerin bu konuda fikirler saçmadan önce kavramlar konusunda bilgi edinmeleri gerekmektedir.
ha bir de şunu belirteyim, atatürk'ün karşısına çıkartılsaydı kaç saniye süreyle yüzüne bakabileceği* şüphe götürür bir insanın sağa sola dayılanmasından alınan şevkle futbol takımı tutmakla siyasi fikir beyan etmek arasındaki farkı gözetmeden beyanatlar verenlerin ufuktan yavaş yavaş sinyal vermekte olan ekonomik kriz neticesinde kimi suçlayacakları da ayrı bir merak konusudur.