rip akıntısı

entry13 galeri
    5.
  1. Bugün "böyle ölmek istemem" listenize eklemenizi önereceğim bir olay yaşadım. Size bugünümü anlatıyım biraz. Hem de free solo tırmanışın ya da paraşütsüz uçaktan atlamanın aslında o kadarda tehlikeli olmadığını açıklıyım.

    Not: Çok uzatmışım.
    Özet: Kum kayması kötü biri. Yaşıyoruz. Ölünüyormuş.

    Rip akıntısıymış adı diğer adıyla kum kayması. Hani sosyal ağlarda amcalarımızın teyzelerimizin paylaştığı bir fotoğraf var ya o işte. Hani görüpte hiç takmadığınız. Yani ben en azından hiç dikkatli okuduğumu hatırlamıyorum o paylaşımı. Saçmasapan işte, kumlu dalgalı denizde paralel 2 dalga var arasında dalganın o köpürtmesi var, bir de o iki dalgayı ortadan bölen dalgasız bir bölge var. O aradaysanız bıcıbıcı yapmayı bırakıp ciddi olmanızı anlatan bir paylaşımdı.

    Bugün kız arkadaşımla Kilyos'a gitmeye karar verdik, hem biraz bıcıbıcı yaparız hem de o istanbul'un bir izmirliye yaşattığı, gereksiz psikopat manyak kalabalıktan uzaklaşmış oluruz dedik. Yolda giderken - her şeyi kafasına takan bir kız arkadaşım var- Büşra karadenizin deli deniz olduğundan bahsedip kum kayması oluyo oralarda çok tehlikeliymiş falan diyip telefonundan onu araştırdı. Dalga geçtim telefonuna göz ucuyla bakıp kum kayması sırasında yapmamanız gereken şeyleri ona söyledim. Sadece orasını okuyabilmiştim zaten. 3 önemli yapılmaması gereken vardı okuduğum yazıda. Panik yapılmamasını geçtim. Yapmam zaten diye. Ben yüzme biliyorum bana bişey olmaz demeyin yazıyordu. Aynısını göz ucuyla Büşra yazıya baktığımı görmeden söyledim. Kıyaya yüzme yazıyordu. iki kulaç attımmı bizim sezlongta olurum gibisinden bişey dedim.

    Güvenliği ve plan yapmayı çok umursamaz bir türklükle yine Büşrayla baya dalga geçtim. O hem okuyup hem bana anlattı ne yapılması gerektiğini ben de kulak kabartmadan dinledim. Gittik kilyosun paralı bir plajına girdik - istanbulda parasız yapılacak bişey yok gibi zaten -. Neyse gittik. Gittiğimiz gibi suya ilk defa girecek olan çakma gopromu denemek için denize koştuk. Bolca video çektik güzel çekiyorda 30 doların karşılığını çok iyi vermişti. Çıktık yemek yedik çok güzel vakit geçirdik. Tekrar denize girelim bi serinleyelim dedik. Bıcı bıcı yapıp biraz daha goproyla video çektik. Suya gireli daha 2-3 dakika oldu. Bir gariplik oldu çarşaf gibi deniz 1 dakikada kocaman dalgalar çıkarmaya başladı. Biz de dalgalara uçan tekme attık. Eğleniyorduk çocuk gibi. Ama kız istemeye gidermiş gibi tedirgin, üniversitede 7.yılında okuldan atılcağınızı babanıza anlatacak kadar korkmalıymışız. SONRAAAA!

    "Yardım edin!!!!". Ayağımız yerde, su yüksekliği göbeğime kadar gelen yerde dalgalarla ayağımız yerden kesilmeye başladı. Biri bağıyordu. Bir kadın yardım çığlıkları atıyordu. Kadın babasını işaret ediyordu. Babası 60lı yaşlarda bir amca. Hareket edip öksürüyordu. Ayağım yere deyiyor zaten telaşlancak birşeyde yok adamın elinden tutup getiririm. Adamın yanına gittiğimde aklımda o anda tüm öğlen 1 haberleri ve saçma bilgilerin hepsi geldi. -Sarılmasına izin verme hastanın sırtından sarıl.- Aklıma halen büşranın karadeniz hakkında söyledikleri gelmedi. Bana ne ki izmirliyim ben. Ne işim var karadenizde olsa olsa akdenize giderim yüzmeye, niye aklıma gelsinki. Adama sarıldım geri geri yüzmeye başladım "e ayağım deyiyordu benim?!?!?!" Arkama baktığımda büşradan ve kıyıdan iyice uzaklaştığımı farkettim. Bu sefer kadın adamdan daha gerideydi. O nasıl oldu?? Büşra kadında kötü gibisinden birşey söyledi ve kadının yanına yüzdü. ikimizde gayet iyi yüzüyorduk ama telaşlanma zamanı gelmişti. Sakın sarılmasına dokunmasına izin verme diye bağırdım tekrar tekrar. Noluyor deyip yakında duran başka bir adama baktım adam da kıyıya gitmeye çabalıyordu. Büşraya "bırak çık" dedim. Kadının bağırışlarıyla gelen 4-5 kişi daha geldi. Destek geldiğinde ben de bıraktım adamı ben bıraktığımda adam suda yuvarlanmaya ters durmaya başladı çok su yutmuş ve şuuru kapalıydı. Adamı kimse düzgün bir şekilde tutup kıyıya hızlıca yaklaştıramadı. Ben bıraktım zaten geçte olsa jeton düşmüştü. Göte geliyordum. Yüz kıvanç. Yüzüyorum olmuyor uzaklaşıyorum kıyıdan, kabus gibiydi sanki koskaca türkiye benden uzaklaşıyor diye düşündüm. Çocukkende asansörlerin apartmanları aşağı yukarı hareket ettirdiğini sanıyordum. Neyse. Paralel yüzmeliyim, kesinlikle kum kaymasında olduğumu anladım. Bu sefer kurtarmaya gidenler ben ölüyorum diye bağırmaya başladı. Yeni kurtarmaya gelen yardım et diye yalvaran bir çocuk kolumu kavradı ama kan geçişini engelliyecek kadar sert sıkıyordu. Bu sefer hem akıntı hem yüksek dalgalar yetmezmiş gibi beni de suyun dibine çekecek bir engel karşıma çıktı. Kolumu bırak yardım etcem dedim o an hayatta kalmak istememin sebebiyle attığım küçük bir yalanla. Neyse ki çocuk birden çok yorgun düşüp kolumu gevşetti ve o anda kaçıp uzaklaştım bana doğru yüzmesini kıyıya yüzmemesini söyledim. 10 dakika kadar aralıksız ve oldukça verimsiz kulaç savaşından sonra artık akıntıdan kurtulduğumu ve Büşranın bağırışlarını duymaya başladım. iyi olduğumu dalgaların arkasından bağırarak belirttim. Artık yere basmak istiyordum çok yorgundum diğer çocuğa baktım çok pişmandım ama yapacak birşeyim yoktu onun için. Çocuk şuursuzca beni kurtar diye yüzüyordu benden biraz uzakta ama pes etmemesine sevindim. Hatta kurtulmasına çok sevindim. Kendimi affedemeyeceğim birşey yaptım gibi hissetmiştim çocuğu bırakarak. Tek yapabileceğim onu akıntıdan yönergelerimle tamamen çıkarmaktı. Dinledi ve en sonunda elimi bu sefer ayaklarımız yere değerken tuttu normal bir şekilde, yorgundu bir süre bıraktı kendisini, çok su yutmuştu o da sonra yürümeye başladı ve telaşlı annesini gördüm yanında büşra duruyordu ona bakıp iyiyim ben dedim hayatımdaki en yorgun halimle. - Hasan dağı kış tırmanışımda siste yalnız kaldığımda kramponumun çok kritik bir yerde ayağımdan çıkıp gittiği an hayatımın en kötü anını yaşadığımı sanmıştım. Yakınından bile geçemez. - Herkes çok telaşlıydı tabi görüntüler karşısında. Biz ayaklarımız yere değerken akıntının başladığı yerde 10larca insanın kadının babasının yanında yüzdüğünü ve karaya çıkarmak için çabaladığını gördüm. Başarıyor gibilerdi. Bizim karaya dönme çabalarımız sırasında onlarda adam toplayıp gitmişler belliki. Bizde kıyıya çıkıp soluklanıp yere baktık. Ölmek için ne kadar berbat bişey boğulmak diye düşündüm. Suyun şeffaf değilde kara olduğunu anladım. Küçük felsefe patlaması yaşayıp büşranın telaşını giderdim. Bir süre sonra kadının babasını karaya çıkardılar. Akıntının diğer tarafından bizden 100-150 metre ötede karaya çıkmışlardı. Kalabalık toplanmıştı. Biz halen soluklanıyorduk diğer çocukla. Yanımızdan geçenlere adam iyi mi diye soran birileri vardı. Herkes başında duruyormuş. ilkyardım bilen yokmuş denildi. Büşra bana baktı sonra adama koştuk yeni bir macera yaşamaktan korkarcasına. Gittiğimizde birileri kalp masajı yapıyordu. iyi tamam diyip bizlik bişey olmadığından şezlonglarımıza gittik. Bu kadar dram yeterliydi.

    Çok çabalandı ama adam öldü tabi, en az 10 dakikadır nefes almıyordu ve bolca su yutmuştu. Ama aklımda soru işaretleri vardı. Cankurtaran nerede? Bot yada bir tekne yok mu? Daha önce haberlerde çok gördüm madem biliniyor neden önlem alınmıyor ya da işletmelere izin verilip neden insanların orada yüzmesine teşvik ediyorlar? Yüzülecek bölgeyi belirtecek ip bile yoktu denizde. Girdiğimiz kumsala 20şer lira verdik. Gelir de var, nerede hizmet? Jandarmada alışmış, işletme çalışanları da ve garip bir şekilde orada yüzen halk da alışmış böyle olaylara. Hayatımda ilk defa karadenize girdim bu olayda 2 saat sonra bir benzeri daha gerçekleşti neyseki bu sefer o filmde ben yoktum. istanbulu herşeyiyle hep eleştiririm, istanbulu sevmememe bir neden daha oldu. Girmeyin karadenize. Gidin egenin akdenizin huzurlu şehirlerinde yaşayın, gittiğiniz şehirleri çöplüğe çevirip yok etmeyin, başka yerlerde yüzün. Karadenize girmeyin yeterki. Kum kayması gibi bir olayı hafızanızda gereksiz yer kaplamasınada gerek yok, sadece gidin başka denizde yüzün. Ya da gidin rus ruleti oynayın karadenizde yüzmekten daha yüksek bir şansınız olacaktır.

    Gopro da o heyecanda denizde kayboldu. Olayın görüntülerinide kaydetmişti halbuki neyse sağlık olsun.
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük