4 sayıya fark düştüğü an, hayatta bulunan bütün beşiktaşlıların, o an orada olupta nasıl bir coşku ve tezahürat oluştuğunu görmesini isterdim dediğim maç. herkes öyle bir bağırdı ki..
herşeye rağmen onlar şampiyon bizim için. beşiktaş kazanmasın diye tribüne taraftar almayan, seyirci baskısından korkup "nasılsa alkol kullanan insanlardan sürekli para yağıyor" diye düşünüp o stada gelecek seyirciden para kazancını önemsemeyen, baskette tekel olup yıllardır tek başına bu ligi türkiye basketbol ligi değil de türkiye efes ligi gibi kullanan, "benim dediğim olur, buralar benden sorulur" havasında sürekli bu sporu sömüren firma takımlarıyla bu lig bir yere varamaz, gelişemez. beşiktaş 2 sezondur sergilediği süper performansla göz dolduruyor, asıl şampiyonluğu hakedip yürekten oynayarak,istediğini almak için varını yoğunu ortaya koyuyor. ama gelin görün ki bazıları öyle bir herşeyi kendi lehine çevirmiş ki, bunu yok etmek mümkün değil. * şirket kulüpleri yaptıkları transferleri kdvden düşüyorlar ama spor kulüpleri aldığı oyuncuları bırakın kdvden düşmeyi, ayrıca birde o oyuncunun kdvsini ödüyorlar. böyle adaletsiz bir ortamda, buna birde yanlış kararlar veren hakemler, böyle kendi sahalarında seyirci baskısı yemekten korkan yöneticiler olunca bu sporun tadı tuzu kalmıyor. orayı dolduran 5 yaşında el şaplatan slogan atan kız çocuğundan, maç bitince gözyaşlarını tutamayan yaşlı amcaya kadar herkesin bedduasını alıyorlar. dün fenerbahçe'nin başına gelenler, yarın efes pilsen'in başına gelecektir. bu alınan ahlar, elbet yerini bulur. tüm bunlara rağmen maç bitince şampiyon diyerek dakikalarca alkışladığımız takımımıza, bize bu heyecanı yaşattığı için minnet borçluyuz. sağol murat hoca, sağolun çocuklar..