jack london'ın distopik olduğu söylenen ama tam da distopik olmayan kitabı. martin eden'dan bir adım geridedir.
romanın ana karakteri olan everhard, martin eden'a göre daha bilge ve ayakları yere basan sağlam bir karakter. aynı şekilde aşık olduğu kız da tam jack london'ın istediği şekilde müesses nizama onunla beraber karşı çıkıyor. martin eden'da olduğu gibi burada da ana karakter, fiziksel özellik olarak yazara benziyor. Bu açılardan bakıldığında kitap -bize distopik olarak tanıtılsa da- aslında jack london'ın kişisel bir ütopyası diyebiliriz. (everhard'ın her ortamda özgüvenle konuşması, konjonktürü iyi okuması ve sevdiği kadının onun istediği tepkileri vermesi vs.)
bunun yanında bizlere sosyalist bir bakış açısı kazandırıp artı değeri çok basit bir şekilde anlatsa da kitap klasik anlamda bir distopya değil maalesef. ayrıca kitapta anlatılan distopik! sistemin yerine kurulan yeni düzenden çok bilgi paylaşılmamış, dolayısıyla yazarın kafasındaki ideal düzenin nasıl bir şey olduğuna dair pek bilgimiz yok.
hülasa, edebi açıdan çok harika bir kitap olmamakla beraber (sistemi eleştiren bir propaganda kitabı gibi) okunması gereken, sistem eleştirisi akıllıca ve cesurca yapılmış, ana karaktere hayran olduğum bir kitap benim için.