Hayatımda pek ışıklar, parıltılar yoktur zaten. Körü körüne yaşıyorum diyebilirim. Karanlıkta yaşayanlarız biz, daha doğrusu karanlığa mahkum edilenleriz. Hani herkes masumdur derler ya. YALAN! Bana benim mutluluğumu çalan insanın masumluğunu açıklayabilirler mi? Tamam onları takdir ettiğimi demiştim. Ama takdir ediyor olmam masum oldukları anlamına gelmez. Karanlıkta yaşıyoruz dostum, karanlıkta. Ve yakıp yolumuzu aydınlatacak bir mumumuz dahi yok. Demiş ya üstad; bu hayata küsmeni gerektirmez. Ya kendin yanıp aydınlatacaksın yolunu, yada karanlıkta yürümeyi öğreneceksin. Neden kendimizi yakıyoruz. Tamam karanlıkta yürümeyi öğrenmek makul bir seçenek ama neden kendimizi yakıyoruz mağdurken, mazlumken mağlubiyetimizi kabul neden ediyoruz? Neden onları yakmıyoruz? Evet, doğru duydun dostum. Onları da yakmak bir seçenek olabilir. Biraz kulağa vahşice gelebilir ama olabilir bence. Ama yok dostum yok. Biliyorsun biz iyi insanlarız. Ben çok üşüdüm. Ama soğuktan değil. Kalbimdeki onca güzel şeyi yapamamaktan. Hemde onlar yüzünden. Tokat yeriz, öbür yanağımızı döneriz. Çelme takarlar, biz özür dileriz. Neden? iyiyiz çünkü. Kaybeden tarafta olmamızın, mutsuz tarafta olmamızın, karanlık tarafta olmamızın sebebi de bu. Tamam biz seçtik iyi olmayı. Pişman mıyım? Tabi ki hayır. O zaman daha fazla kararlarımı yargılamam saçma olucak. Yapım bu. Kuru gönüllü biri değilim. Neyse konuyu değiştirelim.