hani olur ya günlerden bir gün yazın ortasinda günes etrafi kavurma yaparken ve kendinizi cölde hisedersiniz. işte calilar falan ucusur, sagda solda kaktusler falan vardir. bir de tepenizde utanmadan akbabalar dolanir durur hani. aha işte o vaziyette bile sing in the rain parcasini terennum eden kişidir.
fred astaire denilen şiir gibi dans eden - fred astaire feat ginger rogers hani- adam marifetse bu vaziyette dans etsin bakalim.
süphesiz zat-i alileri su hepimizin binbir bedeller ödeyerek zar zor ayakta durdugu salincaklarda dimdik ayakta durduguğu için ve birde butun bunlara ragmen - olumsuz hava kosullarina- gülebildiği için her gün dogumu ona tatli gelecektir.
dag basında kelek ve tebesir rengi bir ovada bile olsa, o ova bile ne bileyim venezuella sahillerindeymiş gibi gelecektir.
cünkü o da bilmektedir ki her nereye baksa dertten cok sey yoktur. ve ne aranirsa bulunur derde devadan gayri.
belki bir kus gecer - yahut bulut- tepesinden o griliklerin katresi ile gökkusagini rengine bulanir.
bu yazi spontane olarak serbest cağrisim olarak, 2 paket sigara 6 adet zift kıvamında sekersiz neskafe ile mayhos bir manzara karsisinda - bol bol tahtali ve kartonlu- kaleme alinmiştir.
feyzolof rizaca bitirelim sözümüzü:
Gölge gibi bir varlığın ru'yasını düşünme
Sabahı yok, nihayetsiz karanlıklar içinde
-Bir kıvılcım gibi- bir an beliririz, söneriz.
Varlık budur benim için, hatta senin için de;
bir hakikat var mi derken bir hayale doneriz.