polis öldüğü zaman üzülmemek

entry57 galeri
    38.
  1. zavallı bir empati yoksunluğudur.

    polisi sevmem. çok gazlarını yedim. tomasının tadına denk gelmedim ama polisin acımasızca su sıktığına çok şahit oldum. ağız dalaşına girdiğim de oldu ama sonradan hep düşündüm. ulan bu genç adam liseyi bitirmiş, kıytırık bir fakülteyi bitirmiş iş bulamamış. zavallı anası oğlum bari polis ol demiş, o da kendini sınavda bulmuş. bir şekilde ekmeğini kazanmaya çalışıyor diye.

    bekar evindeyken karşı komşularım polisti. 4 kişi aynı evde kalıyordu. ben sabah kalkıp işe giderken onlar genelde eve yeni dönüyor uyumaya çalışıyorlardı. bazen sabah sessizliğinde telefonlarının çalıp küfrede küfrede yeniden işe gittiklerine şahidim. 24 saat belki daha fazla süre uyumadan görev yapıyorlardı. onlara karşı temkinli davransam da acırdım hep.

    sonraları büyüdükçe polis arkadaşlarım da oldu. 1 mayıs alanında karşı karşıya gelip ironik bir şekilde telefonlaştığım da oldu. ben onu tanıyordum. simit satmayacak kadar onursuz insan değildi. hala da değil. böyle kişi kişi bakınca çoğu mazlum anadolu çocuğu. onlar da kendilerine küfredilmesini istemiyor, millete gaz sıkıp 24 saat görev yapmak istemiyorlar.

    ama bugünkü olay ölüm be kardeş. ölüm başka şeye benzemiyor. hani müslümanlar ölenin arkasından kötü konuşulmaz derler ya, adam ölüp gitmiş. kimine göre ceset, kimine göre şehit. arkasından iş bulamayınca sınava gönderen anası ağlıyor işte. üzülmemek elde mi?

    polisi sevme, polislik kavramını sevme anlarım. ki ben de sevmem. hükümetin polisini hiç sevme. ama ölümün karşısında polis de olsa, asker de olsa, kürt de olsa ağlamayı çok görme kendine. nasıl ki kobanideki vahşete, afrikadaki beyaz çocukların öldürülmesine, boko haram ın kız çocuklarını kaçırıp öldürmesine üzülüyorsan, eski mahalle arkadaşın olan bugünün polisine de üzül be kardeş.

    ama o işid'di deme!
    7 ...