islâm'ın bir köşeye atılması, hâliyle toplumsal tüm bariyerlerin yıkılmasının bir sonucudur.
babanın evlat üzerindeki hakkını modern hurafelerle kısıtlarsanız, mahallede bir otorite olan; sarhoşların dahi gördüğünde önünü ilikledikleri imamları politikalarınızla, filmlerinizle uyduruk adamlar hâline getirirseniz, tesettürü müslüman kızların tercihine bırakır; üzerinden devlet -bir zamanlar sahibimiz olan islâm devleti ki adı türkiye cumhuriyeti idi - ve toplum kontrolünü izâle ederseniz ve ülkeyi yabancı kozmetik, giyim, basın şirketlerinin at oynattığı bir yer hâline getirirseniz olacak olan budur.
hiçbir makyaj firması "nene hatunlardan" hoşlanmaz. kara çarşaf içinde sert bir yüz, başında yazma sırtında odun taşıyan bir kadın ne loreal'in ne de max factor'un reklamında oynar; ürünlerine müşteri olur. makyajla kalmaz elbette bu iş inşaat sektörüne kadar uzanır. bu muhafazakâr tosunların anlı şanlı lüks evleri var ya, işte onlarda dahi müslüman türk kadını barınamaz. o yüzdendir ki reklamlarında bile başı açık bir kadın, başı açık çocuklar oyun oynar.
erkeklerimiz için de elbette sonuna kadar geçerli bu durum. benzer örnekleri onlar için de verebiliriz.
