bana bak gozyasi denen sey budur diyen film. hayatimda ilk kez cok utanmistim bu kadar saf bir filmin içine ölümü öyle bir yerleştirmişlerdi ki kızın arkadaşının, filmin sonunda arı sokması sonucu ölmesi, kızın hayatına buruk bir şekilde devam etmesi sanki benim arkadaşım ölmüş gibi üzmüştü beni. bacak kadarkene hislendirmişti beni keratalar. şimdi olsa da izlesek hakkaten gerçi heralde bir daha gösterilse oturup izlemeye dayanamam. zaten çok etkilendiğim filmleri sonra izleyince o kadar da etkleyici bulmuyorum. aklımda kaldığı haliyle güzel. o kadar küçük yaşta beynime kazınmış olmasaydı bu denli etkilenmezdim belki böyle film yapılır mı lan yapılsa da 7-8 yaşındaki velete izletilir mi, bunu yayınlayan kanalı kapatmak lazım. boyle bir filmin psikolojik olusumunu henuz tamamlamamis bireylere izletilmemesi gerektir efenim. e buyuk insanlara da bu kadar fazla cocugun oynadigi bir filmi izletmek imkansizdir zaten. yani ya amacsiz ya da yanlis amaclarla yapilmis bir filmdir. şüphesiz çoğu insanın kişilik gelişiminde bu filmin oldukça büyük bir etkisi olmuştur. tom'un o arıların içine dalması, gözlüğünü düşürmesi... bir de daha o yaşta "aşık olduğun kişinin ölmesi" gibi iğrenç bir duyguyla tanışmamız sebebiyle, bu filmi çok kez izlemiş yaşıtlarımın psikolojisiyle ilgili ciddi kaygılarım var. arada gelen "ya ölürse" gibi hissiyatların sorumlusu bu film olabilir. home alone ve baby's day out ile birlikte ben çocukken kanal d'nin yayınladığı unutamadığım filmlerdendir.