bugün yalnız 30 pırıl pırıl genç ölmedi, onlarla birlikte insanlık da öldü.
sabahtan beri ne yediğimden, ne içtiğimden, ne okuduklarımdan bir şey anladım..bir ağırlık geldi çöktü göğsüme ve gitmiyor. kimlikleri, dinleri, dilleri beni zerre kadar ilgilendirmiyor; beni ilgilendiren onların artık hayatta olmayışı.
fotoğraflarına bakıyorum, gülen gözlerine bakıyorum, güzel yüreklerini hissetmeye çalışıyorum..çocuklar için para toplayan, onlara oyuncaklar alan bu güzel insanları sanki yakınlarımmış gibi dikkatle inceliyorum. dönüp dolaşıp aynı soruda kitleniyorum; neden? neden, insan insana bunu yapar?
komplo teorileri arka arkaya geliyor (hepsinde doğruluk payı var ne yazık ki), planlar, siyaset, mit, amerika, akp vs okudukça okuyorum. iyi de zaten biz hep bir planın parçası olduk, bu ülke insanı hep bok yoluna gitti, yine gidecek. bunları konuşanlar ne yapıyor ya da ne yapacak? hiçbir şey! iki gün sonra yine unutur gideriz nasılsa.
ailelerini düşünüyorum, geride kalan yaralı arkadaşlarını düşünüyorum, yitip giden umutları, daha yapacak çok şeyi olan bu güzel insanları düşünüyorum. hepsi kardeşim diyorum, peki neden böyle hissediyorum? bu kadar duyarlı mıydım sanki ben? bilmiyorum bişeyler oluyor, onlar için daha önce yitirdiklerimiz için daha da fazla öfke hissediyorum. bizi bu hale getiren, çocukları öldüren, umutları katleden insanları bulup bir bir hesap sormak istiyorum.
sanmasınlar ki bu böyle gidecek, sanmasınlar ki robotlaştırdıkları genç nesil sessizce izleyecek, sanmasınlar ki bu ülke insanı susmaya devam edecek.