Ben ateşle oynamıyorum. ateşin ta kendisiyim. içimdeki şeytanı dizginleyen, dışımdaki insan. yani herkesin tanıdığı ben.. iç dünyamı birkaç kişi dışında kimse bilmiyor. o birkaç kişi de yalnız kendinin bildiğini sanıyor. böyle de bi şerefsizim.
geçen gün bir kaza haberi gördüm;
damat 32 yaşında,
gelin 29 yaşında,
gelinin annesi 52 yaşında,
gelinin babası 55 yaşında,
gelinin kız kardeşi 19 yaşında,
en büyük kız torun 8 yaşında,
bi küçüğü erkek torun 5 yaşında,
en küçük kız torun 11 aylık,
kazadan kurtulan tek kişi gelinin erkek kardeşi o da 28 yaşında. Çocukların 3 ünün yaşadığı ömrün 2 katını yaşamış ve halen de yaşıyor. hiç yaşamak istemeyeni, o kazadan sağ çıkarmak, allah'ın ceza verme şekli galiba. "sana bu ömrü en sevdiklerinsiz bile yaşatırım" der gibi.
en büyük pişmanlığım: ilk intiharımı daha sote bir yerde yapmadığım içindir. Böylece kimse bulamayacaktı beni. kendi kanımda boğulup, hayvan gibi geberecektim. ne güzel ölmeye götüm yemişken bitecekti bu iş.