hain değil yargısını koymak hain yargısını koymak kadar zordur.
bu durumda haksızlık payı kadar haklılık payı da olabilecek zihniyettir.
atatürk'ün nazım hakkında "bu adamın şiirlerinde türk milleti'nin hayatına kast eden bir bomba var" dediği unutulmamalıdır. yine unutulmamalıdır ki, atatürk yaşıyorken nazım hikmet hakkında aralarında vatana ihanet de dahil olmak üzere sayısız dava açılmıştır. yine unutulmamalıdır ki, nazım'ın 28 kanuni sani isimli şiirinde atatürk'e burjuva, silah arkadaşlarına da burjuva kemal'in havlayan köpekleri dediği de gerçektir. bunlar da nazım haindir ya da değildir içtihatı koyulacaksa nazar-ı itibare alınmalıdır. gerçekçi aklın yolu bunu emreder.
nazım'ın dünya edebiyat çevresindeki kimliği şüphesiz saygın olmakla birlikte, siyasi ve istihbari duruşu oldukça şaibelidir.
bu yüzdendir ki nazım'ın isminin birlikte anılmasının mantık kurallarının dışında olduğu insan gazi mustafa kemal atatürk'tür. böyle olması ayıptır ya da günahtır diye değil, akl-ı selim bunu gerektirir diye söylüyorum bunu.
nazım hakkında olumlu düşünmeyenlerin argümanları en az olumlu düşünenler kadar sağlam ve gerçekçidir. nazım hakkında ahkâm sahibi olmak için, sadece memleketimden insan manzaraları'nı okumak kâfi değil şüphesiz.
muzaffer özdağ'ın, politbüro'dan ve kgb'den türkiye'deki nazım hikmet'in para aldığına dair, yıllarca uğraşıp da ortaya çıkardığı ve bütün devlet erkânına sunduğu belgeler var.
hain keskin bir iddia olmakla birlikte, nazım'ı eleştirenlerin zihniyetini eleştirmek için bunları da nazar-ı itibare almakta fayda var.
