(Bu yazı, bir arkadaşımın ağlayarak yanıma gelmesi, ağlamasında yatan olgunun ise eşinin(bayan) şu televizyonlarda gösterilen ihtişamlı , pohpohlu , alkışlanası yaşantılara (!) özenmiş olduğu ve yine aynı bayanın neden bizlerin de bunlarınki gibi bir hayat yaşayamadığımızı eşine söylemesi üzerine yazılmıştır. )
Toplum, kadın ve erkek arasındaki ilişkileri sekteye uğratacak , harika bir imajla karşımıza çıkıyor.
En büyük imajı da , Herkesin evinde kendine bir yer etmiş.
fişi tak prize. güç butonuna bas. Aç televizyonu. Elinde de kumanda.... Gezin kumandayla televizyonun gözde kanallarında... paparazzi haberleri boy boy..
Reklamın toplumsal etkisindeki paparazzi rüzgarından sıyrıl diyeceğim amma
Yok ama yapamazsın sen , kapılmışsındır bu girdaba... çıkmak da zordur bu girdaptan.. dur dur biz de bu girdaptayız. Yalnız değilsin orada da. Rahat ol...
Reklamlarda yer alan toplumsal misyonun sözde temsilcileri ve aparatları, bizi hassas ve şehvetli görüntü bombardımanına maruz bırakmakta, mükemmel vücutlar ve mutlu insanlar sağanağında boğulmaktadır. Herkes için kompleks ve göz korkutucu, gizli ama bir o kadar da güçlü bir konsensüs hali bu.
Bir de şu ortaya saçılan mükemmel evlilik modelleri yok mu, hani şu modern çiftlerin birbirleriyle her şeyi konuşuyor oldukları açık, toleranslı ve serbest oldukları izlenimini veren fakat gerçeğin hiç de olmadıgı modeller !!! hatta buluşmalar için bir mükemmel model dahi var. aşk okunun herkese saplanabileceğini anlatmaya çalışıyor. Oysa işin aslı bunun gerçekten bir istisna oluşu. Mutlak gerçeklermiş gibi yinelenip duran bu fikirler karşısında, herkes netice olarak idealden çok uzakta ve acınacak durumda oldugunu düşünmeye başlıyor. Ya da bir kez daha , varsayılan fay yarıkları arasında yanlış anlamalar ortaya çıkıyor. Oyuna gelme !