atatürk ün bıraktığı türkiye ve şimdi

entry37 galeri
    33.
  1. 1938 senesindeki türkiyeyi düşündüğümüz zaman ifade özgürlüğü olmayan, demokrasiye geçememiş, muhalefete izin verilmeyen, hukuktan ziyade gücün hakim olduğu, özel mülkiyet hakkının sınırlı olduğu, inançların baskı altında olduğu bir ülke görmekte güçlük çekmiyoruz.
    bunların hepsini, yeni kurulmuş bir devletin sağlam bir temele oturtulması adına verilmiş tavizler olarak kabul edebilir, haklılığını tartışabiliriz.

    diyelim ki bu tartışma neticesinde yukarıda saydığımız olumsuzluklara haklı gerekçeler gösterebildik ve bunları ülkenin birlik bütünlüğünün devamı için ödenen bedeller olarak yorumladık. o zaman şöyle bir şey diyebiliriz : '' yıkılan bir imparatorluğun küllerinden varolan , zor şartlarda bağımsızlık kazanan ve kısa zamanda önemli devrimler yapan türkiyeyi biz hakettiği yere getirebildik mi aynı ivmeyle gelişimimizi sürdürebildik mi?'' bu üzerinde düşünülebilecek, farklı cevaplara gebe bir soru olabilir.
    ben de bu cumhuriyetin ilerleyen yaşında katettiği mesafenin yeterli olmadığı görüşünü savunanlardanım. bizle beraber savaştan yenik çıkan hatta sonra ikinci dünya savasında da yenilmiş almanyaya ya da dibimizdeki yunanistana bir de kendimize baktığımızda bu kanıya varmak çok da zor olmasa gerek.

    ama işin bokunu çıkarıp ''ahh yüce atatürkün bıraktığı ülkeyi ne hale getirdik'' diye hayıflanmak güldürmek amacı taşımıyorsa eğer ancak cehalet göstergesi olabilir.1938 türkiyesiyle günümüzü mukayeseye başladığımızda öncelikle görüyoruz ki ilk paragrafta saydıklarımızın hepsinde bir ilerleme söz konusu. demokrasi gelmiş bi kere ülkeye, insan hakları, özgürlükler, hukukun üstünlüğü (türkiyede bunlar elbette istenilen düzeyde değildir hala fakat bir karşılaştırma yaptığımızda açık gelişim inkar edilemez) azımsanacak şeyler değil tabi bunlar ; ''muasır medeniyetler seviyesi'' diyoruz ya işte o medeniyetin esaslarıdır saydıklarımız. sadece bu değerlere sahip olması bile bir insan için daha yaşanılabilir kılar o devri.

    mukayesede kullanılan diğer parametrelere de baktığımızda mesela o zaman ağırlığımız vardı diyorlar. ne demek ağırlık ? kaç kiloyduk o gün bu gun kac kıloyuz? böyle soyut ispatlanabılırlıgı olmayan nesnel bir yaklasımla degerlendırılmesı mumkun olmayan kavramlarla bir sonuca varamayız. kaldı ki agırlık dıyorsun bak bugun sınırlarımız otesıne hem de abd nın kontrolunde bır yere operasyon yapıyorsun. ''abd ızın verıyor da yapıyorsun'' diyeceksin belki. peki ırak a girişinde destek vermediğin muttefıklıgınızın bıtme noktasına geldıgı abd nın,hem de ırak savası sırasında ve sonrasında abd yı bolgede en cok destekleyen kurtlerın ıstememesıne ragmen seni desteklemesi ağırlık değil midir? hadi yine bir karşılaştırma yapalım. atatürk olsa bundan fazla ne yapacaktı? savaş mı açacaktı abd ye ?

    bir de özelleştirmelere bu gun ulkeyı satıyolar diyenler var. devletin ekonomik sistemde sadece vergi toplayan ve ilişkileri düzenleyen hukuki yapıyı oluşturan birim olarak var olması gerektiği
    söylenen ve ülkemizinde kabul ettiği günümüz hakim düşüncesinde özelleştirmelere eleştiriyi ancak hakedilen bedel temin edilememiştir diye yöneltebiliriz.

    sonra ülkeler arası ekonomik ya da siyasi etkileşimlerin ülkenin bagımsızlıgına bir zeval getirdiği düşünülmektedir kimileri tarafından. bu gun abd de kı devam eden resesyon surecınde tuketım mallarına olan talebın azalmasından dolayı cın krız korkusu yaşayabilmektedir örnegin. sen hıc bır dıs dınamıkten etkılenmeyecegın dıyorsan o zaman robınson gibi bir ada bulacaksın kendine istersen bi de cuma alırsın yanına ancak o şekilde dünyadan izole olur tam bağımsızlığını da kazanırsın.

    günümüzde dış siyasete laf edenler var. kıbrıs meselesini halledemiyoruz kıbrısı veriyoruz diyenler. okul tarih kitaplarında yazmaz az bi zahmet etsinler araştırsınlar ''misak ı milli içerisindeki kaç yer verilmiş lozanda?'' diye.

    fazla da uzatmak istemiyorum , verdiğim bir iki örnekle günümüz konjonktürünün ayrıca evrensel kabul görmüş değerlerin de hesaba katıldığı realist bir perspektiften konuyu değerlendirmenizde yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. nihayet 1938 le 2008 in mukayesesi mümkün değildir arkadaşlar.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük