Selçuk üniversitesindeki söyleşinde kapanmayan kapılarla olan derdini anlattı. sinamatografik açıdan bir sahnenin gerçek olduğunu izleyiciye verebilmek için normalde olmayacak atraksiyonlar kullanılması gerektiğine inandığından böyle bir yola başvuruyormuş. yani musa karakteri ile savcının seyretmeye doyulmayacak dialoglarını bir şekilde bölerek daha fazla dikkat çekilmiş oluyor. son filmi kaderin sonunda görürüz bu sahneyi. orda da kızla oğlanı son sahnede aynı karede göztermek -çoğu filmi böyle biter-istedim bunun için yine kapıya sığındım diyor.
kensi hakkında düşündüklerimi yukarıda arkadaşlar nakletmişler. insanlığımızı suratımıza tokat gibi yapıştırıyor. yıllarca kahramanların, esas oğlanların, esas kızların dayatılması sayesinde geçiştirdiğimiz, kabul etmediğimiz insanlığımızı.
çoğu kişi onun filmlerinden sıkılıyor yarısına gelmeden izlemeyi bırakıyorlar. çünkü orda anlatılan kendi sıkıcılığımız.
konyaspor - beşiktaş maçını soğuk hava ve üşengeçlik nedeniyle beraber izleme fırsatını kaçırdım.