1916 ile 1923 arası anadolu'da ortaya çıkan ve şiddetle savunulan anadolu bolşevizmi bu kategoriye sokulabilir. düzenli ordu kurulana kadar dönemin en güçlü milli direniş hareketi olduğu için göz ardı edilemeyecek kadar tarihi ve sosyolojik önem arzu eder.
ittihat ve terakki cemiyeti tarafından 2. meşrutiyet döneminde ortaya atılan pan-islamizm [yayılmacı islam] fikrinin yeni bir yön kazanmış hali olan bu fikir kendini pan-turanizm [yayılmacı türkçülük] olarak tanımlamıştır. ittihat ve terakki'nin ilk adımlarını attığı bu ideolojinin bu şekilde yön ve ivme kazanmasındaki en büyük etken; osmanlı'nın çok uluslu bir imparatorluktan, işgal altındaki eli kolu bağlı bir medeniyete gidişte yaşadığı süreçtir. ingiltere'nin ve fransa'nın işgalleri anadolu üzerindeki islami unsurların verecekleri tepkiyi göz ardı ederek bilinçsizce yürütmeleri; sonucunda anadolu müslümanlarını zorunlu olarak rusya'da ortaya çıkan halklara eşitlik, hak ve adalet vaat eden bolşevizme itmiştir.
objektif olarak bakılacak olursa bolşevizmin insan hakları ve adalet üzerine vaatleri islamiyetin, peygamberin ve kuran'ın öğretileriyle paralellik göstermektedir. ayrıca bu dönem itibariyle diyalektik materyalizmin bolşevizm öğretisi içerisinde henüz yer edinemediği ve kommünist rejimin materyalism öğretilerle yoğrulmadığı göz ardı edilmemesi gerekir.
[anlayacağınız şekilde söyleyelim kommünizm daha dinsizlik değildi, sırf bolşevizme yakınlıklarından dolayı milli mücadeleye gönül vermiş insanların dinsiz olduğu veya onlara dinsiz dediğim anlamını çıkarmayın - ya da çıkarın! anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az]
bu ideoloji mayıs 1920 itibariyle mücadelelerini militer ve siyasi düzeyde sürdürmeye başlamıştır. yeşil ordu cemiyeti resmen kurulmuştur [lise kitaplarında yok bak bu - milli mücadele dönemi cemiyetleri arasında yazmaz]. o sıralarda hükümetten olan damat ferit paşa bazı muhafazakar çevreleride yanına alarak bu cemiyeti kafir ilan etmiştir. cemiyet halk ve anadolu'daki subaylar arasındaki itibarını koruyabilmek için karşı politika izlemiş; kongrelerde ve bu ideolojiyi savunan imamların vaazlarında bolşevizm öğretisinin islamiyetin emirleriyle paralellik taşıdığını vurgulamışlardır.
Bu cemiyetin genel merkez üyeleri: Şeyh Servet (Akdağ), Dr. Adnan (Adıvar), Hakkı Behiç, Yunus Nadi gibi kemalistlerdir. Yeşil Ordu Nizamnamesi islami-Komunist renkteydi. Yeşil Ordu'nun asıl gücünün dönemin en güçlü ve en başarılı milisi; 10000'e yakın adamıyla anadolu halk hareketinin öncülerinden Çerkes Ethem'in eline geçmesiyle, cemiyet cumhuriyet taraftarlarınca dağıtılmaya çalışılmış ama başarılı olamamıştır. Çerkes Ethem 1920 Ağustosu sonlarına doğru Eskişehir'de Arif Oruç tarafından kurulan Seyyare Yeni Dünya adlı günlük bir islam-Bolşevik Gazetesi çıkarıyor. Bu gazetenin logosunda "Dünyanın Fukara-i Kasibesi Birleşiniz" sözü Sovyet Müslümanlarından esinleniyor.
cumhuriyet fikrinin benimsenmesi üzerine her devrimde olduğu gibi devrim çocuklarını yemiştir.