aşkın insan beyninin yaptığı en büyük ve en zorlu seçim olduğunu bilmeyenler için çok büyük tepki gösterilecek bir mevzudur. beynimiz aşık olacağı yani kendisi için seçeceği mükemmel eş adayını ararken de bulduktan sonra da kriterleri arasında evliliği bulundurmaz. insan sanıldığı gibi kalbi ile değil tam tersi beyni ile sever, aşık olur. beynimizin aradığı kriterler ise genellikle (%95) kendimizi benzeyen, sağlıklı çocuklar doğurabilecek, sağlıklı çocuklar yetiştirebilecek kişileri seçer ve aslında aşk denilen şey budur. Bir insanı severken ne kadar iyi ya da ne kadar kötü olduğu da önemsizdir. zira sevmek için beynimizin dikkat ettiği şey mükemmel eş adayının yüzündeki "altın oran"dır. karşınızdaki kadının mükemmel bir güzellikte olmasına da gerek yoktur sıradan normal denecek bir güzellikte olması yeterlidir.
karşı cinsin sağladığı feramonlar ve yüzündeki fiziğindeki altın oran ve uyum beynimizde bu kişinin sizin için iyi bir eş olacağını seçmesi ve Karnımızda uçuŞan kelebekler, bir anda yükselen nabız gibi şeylerle bize bunu hissettirmesidir.
beynimiz günümüzde bunu hâlâ kusursuz bir şekilde yapıyor ve aşık oluyoruz fakat bazı faktörler ve sözde daha iyi bir hayat için artık insan oğlunun amacının üremek çocuk sahibi olmak değil de zevk almak için yaşaması olduğu için aşık olmasak da ilişkisi yaşayabiliyoruz ve bizim sözde kriterlerimiz beynimizinkilerle pek uymuyor.
Böyle binini gerçekten aşık olmuş görünce de b*k atmaya bayılıyoruz. hal buysa ki aşk öyle insanın elinde olan bir şey değildir. kime aşık olacağınızı asla seçemezsiniz.
