Komiserin odası... Bekçi telaşla içeri girer!
BEKÇi - Yakaladık amirim! Yakaladık! Başardık amirim! Bulduk amirimi Tuttuk amirim! Ve getirdik amirim!
KOMiSER - Ne oluyor be? Kimi yakaladınız? Kimi başardınız? Kimi bulup tutup, getirdiniz? Ayrıca bu ne tuhaf cümle?
BEKÇi - Sevim Taşan'ı amirim! Binbir Surat Sevim'i yakaladık, içeride amirim!
KOMiSER - Biz Onu yakalamıştık ya?
BEKÇi - Bir tane daha yakaladık amirim!
KOMiSER - Ne oluyor be? Boğazda Sevim Taşan akını mı var?
BEKÇi - Bu, sahicisi amirim! Fakat enteresan bir durum var ki, o kadar şeetmemize rağmen, kendisi Sevim Taşan olduğunu kabul etmiyor. Üstünde kimlik de
yok! Yanı vaziyet bu şekilde amirim: bizim, temizlikçi Hatice Bacı, Sevim Taşan olduğunu kabul etti. Fakat essah Sevim Taşan, Sevim Taşan olduğunu red ve inkar ederek, Sevim Taşan mevzuunu kanşık bir ha le soktu amirim!
KOMiSER ; Sus be Rıza sus!... Temizlikçi kadını bıraksak mı?
BEKÇi ; ifade imzaladı amirim! KOMiSER — Ne yapacağız peki?
BEKÇi ; Biz de amirim, bunu amirim, size amirim, soracaktık amirim! Fakat bu kadın, fena halde dişli çıktı! Aşağıda kendisine epey muamele yaptık, sana mı sın.. veyahut bana mısın, demedi amirim!.. Fakat, bence ikisini aynı hücreye koyarsak, neticeye varabiliriz amirim!
KOMiSER ; Hayır!.. Bence, ikisini aynı hücreye koyar sak, neticeye varabiliriz?
BEKÇi ; Hiç aklıma gelmemişti! Hay aklınla bin yaşa amirim!
-VI-
Karakol kararırken, hücre aydınlanır... Hatice uzanmış tır... Bekçi girer, Hatice;yi dürterek uyandırır...
BEKÇi ; Hatice bacı! Şşşt.. Hatice bacı...
HATiCE Ne var ula ne var!.. Senin yüzünden düştüm buralara!.. Git buradan!.. Gözüm görmesin seni!.. Git buradan, git hadi...
BEKÇi ; Senin için getirdiğim döner ekmekleri unutu yorsun ama!..
HATiCE ; istemiyorum artık.. Aylar geçiyor.. Hani kurtaracaktın? Yahu sen benim şahidim değil misin? Sen getirmedin mi beni temizliğe?
BEKÇi ; Uğraşıyorum bacım.. Bak, sırf seni kurtarmak için essah Sevim Taşanı yakaladım. Fakat inkar ediyor namıssız!.. Yani, senin kurtuluşun, O’nun iki dudağının arasında.. Eğer derse ki ‘Sevim Taşan benim!”, yırttın! Yoksa durum kötü amirim... yani bacım..
Bekçi çıkar... Sevim Taşan’ı içeri iter...
BEKÇi Gir hadi!
Bekçi iki kadını başbaşa bırakır.. Sevim, hücrenin bir köşe sine çöker.. Yorgundur her yanı yara bere içindedir.
HATiCE; ....Sen Sen Sen O musun?O kahpe sen misin he!
Hatice Sevim;in boğazına sarılır.
HATiCE ; O devlet düşman sen misin he? 0, beni malı feden karı sen misin? Niye kaçıyorsun? Devletten kaçılır mı?
Sevim yaka sana kurtarır..
SEViM ; Bırak yakamı be!
HATiCE ; Bunlar benim yakamı bırakıyorlar mı?.. Senin yüzünden çekmediğim eziyet kalmadı... Tamam... Madem geldin, bu işi halledelim.. Hadi, onlara benim sen olmadığımı, senin ben olmadığım, senli benli olmadığımızı, senin benim birşeyim olmadığını söyle! Hadi!
SEViM ;.
HATiCE ; Bak çıkınca seni ziyarete gelirim. Sana yemek getiririm. Gelir, tünel kazmana yardım ederim.
SEViM - Ben hiçbir şey bilmiyorum !
HATiCE - O nasıl laf öyle! insan kim olduğunu bilmez mi hiç? Hadi güzel bacım, söyle beni bıraksınlar...
Sevim alaylı alaylı bakar...
SEViM - Yok ya?
HATiCE - Vallahi... Senin haberin yok, beni mahfettiler. Ben burada çocuklarla babaları evde., ne yiyorlar, ne içiyorlar?
Sevim Hatice 'yi iter, bağırmaya başlar:
SEViM - Kes sesini be aşağılık kadın! Boşuna uğraşma, sökmez bu numaralar!,, iğrençsiniz Her yolu deneyeceksiniz değil mi?.. Uydurmadan bir canavar yarattınız, şimdi de bana kabul ettirmeye uğraşıyorsunuz!. Siz benim, cani, katil, gözü dönmüş bir canavar olduğum hükmüne vardınız zaten. Gazeteler de yazdı.. Artık kabul etsem ne olur, etmesem ne olur? Mahkemeye ne hacet? Hüküm peşinen verilip infaz yapılıyor zaten!.. Ama her yolu deneyeceksiniz değil mi? Üstü çizilmiş bir hayatın ne önemi var sizin için! Bir insan daha harcamış olacaksınız o kadar!.. Sizin için önemli olan, televizyona çıkarıp "işte teröristleri yakaladık!" demek Niye anlatıyorum ki bunları?
HATiCE - Ne Yahu sen ne anlatıyorsun?
SEViM - Boşuna uğraşma, diyorum!.. Senin polis olduğunu biliyorum!
HATiCE - Ne?!
SEViM - Bana bak, bu iğrenç oyuna bir son ver artık! Bana, hiçbir şey, hiçbir şey söyletemeyeceksiniz! Hatırlamıyorum! Bilmiyorum! Duymadım!
HATiCE - Ben mi polisim? Ben mi? Ben mi? Hatice ağlamaya başlar....
HATiCE - Ben mi? Ne polisi yahu? Allah'ına kurban olduğum, ne polisi? Ben polis değilim! Ben Sevim Taşan'ım!.. Yok.. O da değilim.. Ben Hatice Durdu.. Onun bunun pisliğini temizlerim. Şimdi kimin pisliğini temizletiyorlar bana? Kimim ben? Demek ki var bende birşey! Devlet bu, boşu boşuna yapmaz ki! Herhal, ben bir şey yaptım.. Ama tam ne yaptığımdan benim de haberim yok!.. Allah kahretsin! Devlete karşı geldim ben! Allah beni kahretsin! Allah beni kahretsin!..
Hatice hücrenin bir köşesine yığılır, sessizce ağlamayı sürdürür. Sevim, bir süre Hatice'yi izler.. Sonra yanına sokulur.
SEViM - Peki Sen Kimsin sen.
işte Hatice'yi çıldırtan soru!
HATiCE - Herkes bana bunu soruyor! Ben de bilmiyorum artık! Sevim Taşan 'sın dediler, kabul ettim! Evet! Ben Sevim Taşanım!
SEViM - Seni buldular demek' Niye kabul
ettin peki? Nasıl kabul edersin böyle bir şeyi?
HATiCE - Bana sorgu yaptıkları zaman, dört kere sigorta attı bili misin sen?.. Zaten yalan değil ki! Suçluyum ben! Koskoca devlet bu, yalan söyler mi hiç? Bana, "Sen Sevim Taşan'sın! dediklerine göre, bir bildikleri vardır! Koskoca devlet bu, yalan söyler mi hiç?
SEViM - Saçmalama! Sen hiçbir şey yapmadın!