ben bu yazıyı sana yazdım

entry31067 galeri video218
    25898.
  1. sözcüklerin kelimelere dökülemediği, zamanın aslında ne kadar acımasız olduğunu bir kez daha hatırlattığı bir gün... o kadar çok şey var ki aslında, anlatamadığım... söylenemeyenler, susup yutulanlar, saklananlar, dışarı çıkmaya korkan bastırılmış duygular...

    aslında ben bu yazıyı kendime yazdım. yıllarca bastırdıklarıma, konuşamayıp sustuklarıma, en derinde sakladıklarıma, hatıraları tozlu anılarıma yazdım. ben bu yazıyı bu gün şu anda af dilemek için yazdım. birilerinden değil, kendimden af dilemek için yazdım. geçen yılların, kaybedilen zamanın ve en önemlisi kaybedilen insanların hatrına yazdım.

    yaşım olmuş 23, neye yarar? ahh be bibi; akıl başa derdin, akıl başa!

    bitmez sandıklarımın, sonu gelmez dediklerimin sonuna geldiğim şu günde, mutlu mu olmalıyım? yok yok. çektiklerime, göz yaşlarıma, umutlarıma, hayal kırıklıklarıma, gerçeklerime ve pişmanlıklarıma ağlamalıyım.

    pişmanlık; bu tanıma onlarca açıklama yazarım.

    hafifledim sanki. daha da boşladım biraz. mesela günde 15 saat uyuyorum, eskisi gibi her romanı her yazıyı okumuyorum artık. daha seçiçi oldum demeyelim de, daha bi kaprisli oldum sanki. yatakta yatarken tavanı izlemek en sevdiğim hobilerim arasında mesela, günlerce duş almaya üşeniyorum, öyle garip bir ruh hali içindeyim ki üşengeçlikten pijamalarımı değiştirip yenilerini giymiyorum. kokuyorum sanki biraz da. biraz tütün, az biraz ter gibi...

    sürekli yazıyorum, konuşamayıp anlatamadıklarımı döküyorum.. bazen odama kilitliyorum kendimi, ergen gibi.. ne bir ses ne de bir yüz görmek istemiyorum. hayatın koşuşturmacasından o kadar yoruldum ki, çekip gitmek değil ama kendimi kendimle yüzleştiriyorum sanki. her açılan anı yüreğimi sızlatıyor, göğsüm sıkışıyor nefes alamıyorum. ilk başlarda zor geliyordu ama alıştım. yavaşça özlediğim kendime dönüyorum gibi. depresyonda değilim biliyorum ama eğilimlerim var benim kötü alışkanlıklara... kelimelere dökünce çok klişe oldu sanki.. öyle güzel demiş ki özdemir asaf;

    ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
    inanırdım saadetli yolculuklara.
    adalar var zannederdim güneşli, mavi, dertsiz...
    bütün hızımla koşardım dalgalara.
    o zaman beni görseydiniz.

    ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
    beni o zaman görseydiniz
    siz de gelirdiniz peşimden.

    ama şimdi şu akşam saatinde
    son liman kendim, bu döndüğüm,
    bilmiş, bulmuş, anlamış.
    hatırımda, bir vakitler güldüğüm
    yoluna can serdiğim o kaçış.

    şimdi, şu akşam saatinde
    dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,
    gözlerin doymayan sahilinde.

    herşeyi boş ver, tüm yazım yanlışlarımı ve anlatım bozukluklarımı...

    af diliyorum senden, korkusuzca...
    4 ...