belinize kadar olan saçlarınızın uçları kırılmıştır. kuaföre gidersiniz. kırıklarımı aldırmak istiyorum ama az bir şey, kısalmasın boyu pek dersiniz. ama sağır olan kuaför arkadaş öyle bir daldırır ki makası, ulan dur beeeee hayvan mısın diyecek gibi olsanız da bunun artık çok geç olduğunu yere dökülen tutam tutam saçlardan anlarsınız ve savunması da çok arsızcadır : çok yıpranmış ama alınması gerekiyordu. sanki hayat kurtarıyor. parayı suratına çarpan bir edayla nahoş bir şekilde dönersiniz evinize. bazen de insan içine çıkamayacak kadar kötü keserler ki sinirlerim bozulacak yine hiç girmiyorum o konuya. çok bilirim ayna karşısında ağlayıp, ayaklarım kırılsaydı da gitmeseydim dediğimi.