1405 yıl önce bugün o mağarada sadece onun hayatını değil dünya tarihinin akışını değiştirecek olaya tanık olacağını bilmiyordu belki. dönemin materyal ve adaletsiz yapısından sıkılmıştı. inzivaya çekildiği süreler artıyordu. bir çeşit tanrısal hakikatin peşindeydi. insanlığın ortak sorusu olan "varlığın mahiyetiyle" ilgili sorulara cevap arıyordu. o gece o olay yaşandığı zaman, sanki o haberi beklermiscesine değil de normal birisinin yasayabileyecegi korkuları yaşadı. tefekkur ettiği konuların cevabını aldığını düşünerek rahatlığa kapılmak yerine daha birçok soruyla başbaşa kalacağını düşünerek şüphelere kapıldı.
belki de altın taçlar giyen hükümdarlara bile bu kadar baglanilmamasina rağmen, bir çoban olan bu insana bu kadar itaat edildi. zincirin son halkası, son elçi.
