karnı acıkıp annesinden bir şeyler yapmasını istediğinde ve "kalk kendin yap" diye cevap aldığında karnı doyan
birinden su istendiğinde "kalk kendin al, gelirken bana da getir" diyen
haftaiçi işte ya da okulda "bi haftasonu gelse de çıkıp dolaşsak biraz" diyip cumartesi pazar sığır gibi yatan
"havalar ısınsa da bir mangal yapsak" diyip hazır gıdanın bile pakedini açmaya zorlanan
yaz tatiline çıkarken "bak yazın kesin buluşuyoruz, tamam mı?" diyip yazı ölü gibi geçiren
evde tamirat gerektiren bilimum bir durum olduğunda "ben hallederim ya ustaya ne gerek var" diyip işin içine eden/çarpılan
tüpün gaz kaçırıp kaçırmadığını çakmakla kontrol eden
bilip bilmediği her konuya yorum yapan, hatta akıl veren!
masraf yapmamak için 5 yaşına kadar anne sütüyle beslenen (abarttım sanırım)
bahşiş için elini açan otel görevlisinin elini sıkıp "sağol koçum" diyen
ondan bundan otlana otlana akciğer kanseri olan
okula/işe gitmemek için ölü taklidi yapan
bir gazete almak yerine yanındakinin gazetesini okumaya çalışan ve boyun fıtığı olan
kafası tuvalette s*çarken çalışmaya başlayan
turistlere her türlü malı, fiyatının beş katına satmaya çalışan
bizleriz.
şu üşengeçlikten, açgözlülükten, çıkarcılıktan, hazıra konmaktan kurtulduğumuz zaman ver elini yavrum mars.