kombiyle tanışıklığı olmayan evimde kat kat battaniyenin altına girip anten niyetine kullandığım çatalın çekim gücüne saygı duyarcasına trtçocuk izlediğim günlerden biriydi. pepe, ekranda coşkuyla "le hanımey le hanımey" nidaları eşliğinde halay çekiyordu ve ben bu coşkuya yenik düşüp kendimden geçmiş vaziyette salondan mutfağa doğru halay çekmiştim. https://www.youtube.com/watch?v=SqoVKWCORKw
saatlerce ısınmak için altından çıkmadığım battaniyelerimden oldukça uzaktaydım artık. bütün emeklerim boşa gitmişti. pepe'ye afillisinden sövüp ocakta su kaynatmaya başladım. kaynayan suyu sıcak su torbama boşalttıktan sonra salona döndüm ve sıcak su torbamla battaniyelerimin altına gömüldüm.
dışarıda ankara'nın meşhur soğuğu vardı. evimin pencereleri tahtadandı ve yalıtımı yok denecek kadar azdı. bunu fırsat bilip penceremin altından giren rüzgar, kapının altından gelen akımla ilişkiye girip salonumun ortasında nur topu gibi bir ayaz dünyaya getiriyordu. ev, salonun ortasındaki tornadodan fırsatını bulsa başıma kar yağdıracak düzeyde soğuk çekiyordu.
böyle bir evde ölümlü bedenimi soğuktan korumak için elimdeki imkanlarla çeşitli teknikler geliştirmem gerekiyordu. zira sıcak su torbası hipotermi yaşamamam konusunda güvence vermiyordu.
birkaç kafa patlatma nöbetinin ardından aklıma yeni yöntemler gelmişti ve bu yöntemlerin tamamını değişik zamanlarda hayata geçirdim:
* 5er litrelik şişelere sıcak su doldurup bu şişelerden yatak yapıp üzerine yatmak
* sıcak suyu geniş bir leğenin içine döküp buharında ısınmaya çalışmak
* acı turşu yemek
* bol bol misafir ağırlamak (ciğerlerinizden çıkan sıcak nefesinize sağlık bre dostlar)
evi olan herkes gibi benim de misafirlerim oluyordu, neden olmasındı? eve gelen herkese, bayramda şeker dağıtan nine şefkatiyle battaniye dağıtıyordum. battaniyesi olmayanlar olanlarla dip dibe oturuyordu bu sayede sorun çözülüyordu. evimin soğuğuna maruz kalan arkadaşlarım battaniye hizmetimden memnun kalmamış olacak ki daha sonra aralarında para biriktirip bir tane elektrikli soba aldılar.
sobanın eve gelmesiyle dünyam değişti. bu değişimin olumlu anlamda yaşandığını sanıyorsanız yanıldınız. ilk ayın sonunda öyle bir fatura geldi ki sobaya tövbe ettiren cinsten. kuşkunuz olmasın sobamı sattım ve ahlaklı her vatandaş gibi parasıyla da faturayı ödedim.
yaz geldi ve ev şu anda yayla kıvamında. ankara'ya yolu düşen her sözlükdaşı ev yaşanılabilecek durumdayken ağırlamaktan keyif alırım. kışın gelmek isteyen olursa onları da beklerim.
not: battaniyesiz gelecekler önceden haber versin.