5 gün önce sözde "antalya tatilim"'de sıkıntımı bir nebze olsun azaltayım diye gittiğim filmdir. ayrıca antalya deepo'da 6 liraya biletler. istanbul'lu olup 6 liraya sinema görünce insanın ali kundilli'ye bile gidesi geliyor* filme gelirsek;
--spoiler gibi--
e tabi 20 yıl öncesini arıyoruz. filmde bile geçiyor geyiği, "20 önceki park tam bir efsaneydi" diye. filmin genelinin gün ışığında geçmesi gergin bir ortam oluşturmaya engel olmuş. halbuki karanlık ortam demek gerginlik, bilinmezlik demektir. karanlıkta bir hırıltı duyulur ama nereden geldiği bilinmez, birden bir t-rex çıkar ve kovalamaca başlar. böyle öğrendik biz jurassic parkı. son 20 dk'da falan eski tadı yakalar gibi olduk işte.
ha tabi kesinlikle sıkıcı bir film denemez. hatta serinin diğer filmleriyle karşılaştırmadan, tek olarak değerlendirirsek "iyi" bile denebilir. ha kaldı ki insanız hepimiz, o çocukluğumuzda bizi dinozorlarla tanıştıran ilk filmle kıyaslayacağız mecburen, yani kıyaslamamak diye bir seçenek yok.
değerlendirecek fazla bir şey de yok aslında filmde. 20 yıl aranın olumlu yanı grafiklerin çok iyi olması. o da olsun artık arkadaş, millet 7 boyutlu film çekiyor.
--spoiler gibi--
sonuç olarak gidip izlemekle bir şey kaybetmezsiniz, ama yüksek beklenti ile giderseniz de üzülürsünüz. filme "sıkılmamak" ve "zaman geçirmek" parolası ile giderseniz iyi sonuçlar alabilirsiniz.
ayrıca başroldeki chris pratt'de 2-3 yıl öncesinde baya göt göbekliyken, filmde kaya gibi bir vücudu var. baya erkek güzeli olmuş taktir etmek lazım.*
6/10