ahh her şeyin sorumlusu o köpek...
yoksa ben sokağın öbür tarafından gitmezdim, o orda durmasa, havlamasa, beni korkutmasa...
sen perşembe sabahı giderken benden, senin gittiğin yoldan, sokağın öbür tarafından gitmezdim yoksa,
pencereden senin gidişine baktığımı anımsamazdım
bana son gelişin, benden son gidişin olduğunu bilmeyerek
abuk bir mutlulukla nasıl baktığımı hatırlamazdım.
ben bugün bir kez daha idrak ettim ki, ben sözlerden çok davranışlara önem veriyorum.
mesela elimi tutuşun, öpüşün aklımda
ama sözlerin
sözlerin yok.
ondan üzülüyorum ya bu kadar.
üzülmek mi bu, bilmiyorum.
baş ağrısı gibi
çok ağır bir ağrı olsa, hiç olmadı iki tane ağrı kesici alır sonra uykuya sığınır; geçsin diye beklersin ya
bu öyle bir ağrı değil
çok inceden bir sızı
ağrı kesici almaya değmeyecek ama
ince ince süründüren bir sızı.
uyutmayan.
bugün denizle konuşurken fark ettim
epi topu birkaç gün hayatımdaki somut varlığın
ama anlatırken fark ediyorum sanki yıllar gibi.
her biri bir yıla bedel günler.
Yani ben öyle hissediyorum.
hayatıma girişinden(çıkışını saymıyorum) bu yana 6 hafta değil de sanki onca zamanlar geçmiş gibi.
Her şeyi abartıyorum ya ondan bu da. Aşık oldum diyince dibine vuruyorum. Birinin elini tutmak çarptırdı ya kalbimi çok fena yeniden; o deniz kabuğunu buldum sanıp inanılmaz anlamlar yüklüyorum.
Ama sen benim için ne kadar özel olduğunu anlayamazsın, anlayamadın da.
Ben arayıp dururken aşkı, bir sürü zamanlar geçmiş ve ben yanılsamalarım arasında bu mu aşk
Yoksa bu mu
Galiba bu da değil
Galiba kalbim bir daha böyle çarpmayacak diye düşünürken
sen çıktın karşıma
benim kalbim yeniden çarptı
ben yeniden sebepsiz yere mutlu oldum
yeniden birisi rüyalarımda gezinmeye başladı
ve benim kalbim yeniden, yeniden, yeniden çarptı ya,
işte tüm yaşananlara rağmen bundan ötürü ayrı bir yerdesin
ve bundan ötürü
içimdeki sızı.