insanın sadece ve sadece alışkanlığıdır. insan aslında etobur da değildir zaten. türcü zihniyet, hayvanları bir birey olarak değil, avlanacak, yenilecek, deney yapılacak bir 'mal' olarak gördüğü için et tüketimi ile alakalı olarak konuşmamız gerekirken, sadece fiyatından dert yanıyoruz...
söyler misiniz, size bir hayvanı öldürme, kesme, sonra satma, en sonunda da yeme hakkını kim verdi?
nereden kendimizde bu hakkı gördük? mö 2000 yılından itibaren yerleşik yaşamın başladığı söylenir, demek ki 4000 bin yıldır et yemememiz gerekiyordu. yerleşik yaşama geçen insanın, et tüketimine de ihtiyacı yoktu, tarımı öğrendi çünkü.
ama vitamin, ama protein, ama yoşomok zorondoyoz diyenler var elbette. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın öncüleri. birçok bitkide etten ve hayvansal her türlü üründen elde ettiğiniz her şey var. araştırırsanız, öğrenirsiniz. öğrenmek gibi bir derdiniz varsa.
mesela sen bugün öğlen et yediğin için bir hayvan daha öldürüldü, bugün! sen et yerken bir hayvanı daha boğazladılar!
mesela sen bugün süt içtiğin için, bir annenin bebeği çaldılar ondan. süt içmesi gereken bir buzağıyı annesinden koparıp aldılar. o buzağının içeceği, içmesi gereken sütü sana satmak için, yavrusundan ayırdılar. anne esir ellerinde, buzağı kesilip satılacak sana...
tek bir kez olsun kendinize ve kendi çocuklarınıza bunların yapıldığını düşünebilir misiniz? bir kez olsun kendinizi bir hayvanın yerine koyabilir misiniz?
mezbahalarda o hayvanların çektikleri işkenceleri bir kez olsun düşünmek ister misiniz? yürüyüp zayıflamasın diye ayakları kesilen tavuklardan haberiniz var mı mesela?
et yemek cinayettir, cinayete ortak olmaktır.
lütfen sadece köpekleri öldürenlere değil, bütün hayvanları öldürenlere aynı tepkiyi gösterin. lütfen sadece domuz etine haram demeyin, bütün etlere haram deyin.
çünkü bu gezegen sadece bizler için değil. çünkü bu gezegende yaşam hakkına sahip olan tek canlı bizler değiliz.
