atatürk sosyalist mi

entry11 galeri
    8.
  1. Gazi Mustafa Kemal, tarih boyunca milletlerin hayatı, yükselişi ve batışının tamamen iktisatla ilgili olduğunu ifade etti ve özellikle Türk milletinin yükseliş ve çöküşünün münhasıran iktisadi nedenlerden kaynaklandığını vurguladı.

    1920'lerin şartlarında sermayedar sınıfı olmadığından devletin ekonomiye aktör olarak girmesi kaçınılmazdı. Bu nedenle kongrede karma ekonomi modeli benimsendi. Devlet özel sektör tarafından kurulamayan işlere el atacaktı. Özel sermayeden beklenen ise gıda ve tekstil gibi hafif sanayilere yönelmesiydi.

    izmir Kongresi'nden sonraki ikinci önemli iktisat olayı Turgut Özal'ın mimarı olduğu 24 Ocak 1980 istikrar tedbirleridir. Atatürk'ten sonra, ilk kez Turgut Özal ekonominin ülkemiz ve milletimiz için yaşamsal önemde olduğunu açıkladı ve bu yönde büyük icraatlarda bulundu.

    Rahmetli Özal 58 yıl sonra özel sektör ağırlıklı ekonomik modeli benimsedi. Artık ülkede özel şirketler eskiyle karşılaştırılmayacak kadar büyümüştü. Dolayısıyla, kalkınmada daha büyük roller üstlenebilirdi. Devlete sadece altyapıyı kurmak ve özel şahıslara rehberlik yapmak görevini verdi. Kamunun ekonomiden elini eteğini çekmesini istiyordu. Ata'nın da o zamanlar bütün arzusu, ileride şartlar elverdiğinde özel kesimin ticaret ve sanayide devletin yerini alması ve devletin direkt ekonomik faaliyetlerden çekilmesiydi.

    Her iki lider de yerli olsun, yabancı olsun, tekellere karşı çıktı. Çünkü tekelin demokrasiye ve piyasa ekonomisinin ruhuna aykırı olduğunu çok iyi biliyorlardı.

    Muhalifleri hâlâ Turgut Özal'ı yabancı sermaye kavramıyla adeta özdeşleştirir. Hâlbuki Atatürk ve arkadaşları en az rahmetli Özal kadar uluslararası sermaye taraftarıydı. Şu sözlere bakın: "... zannolunmasın ki, biz ecnebi sermayeye karşı bulunuyoruz. Hayır, bizim memleketimiz çok vasidir, say ve sermaye ihtiyacımız vardır." Gazi'nin hızlı kalkınma için, dışarının sermayesini ve daha ileri giderek uzmanlığını kullanmamızın milli menfaat gereği olduğuna dair sözleri pek aşikâr: "Memleketimizi az bir zamanda mamur etmek için milletimizin gayri kâfi sermayesi karşısında haricin sermayesi vesaitinden, ihtisasından istifade etmek hakiki menfaatimizin iktizasındandır." Mustafa Kemal, ülkeye gelecek yabancı sermayeye teminat vereceklerini bile beyan etmekten kaçınmadı. Nitekim, iktisat Bakanı Mahmut Esat Bey, teknolojik gelişme için dış yardım alacaklarını ve bu alanda bir ecnebi firmayla sözleşme imzalamış bulunduklarını kongre esnasında ilan etti. iki büyük lider de yabancı sermayeye (hiçbir komplekse, korkuya kapılmadan) sadece akıl mantık ile dünya ve ülke gerçekleri açısından baktı.
    1 ...