günümüz sekülerliğinin getirdiği ekstrem bireyselciliğin getirdiği dine karşı oluşmuş refleksin her halükarda ortadan kaldırmaya çalıştığı, masum olduğu durumlarda bile saldırdığı şeydir. toplum mühendisliğinin en büyük amaçlarından birisidir bu, çünkü bir kere tanrı ile insan arasında bir bağlantı olan tarikat-cemaat mekanizması din içinde çeşitlilik ve rengin sağlandığı olgudur.
katoliklikteki birliği bütünlüğü sağlamış, avrupalı derebeylerinin birbirlerini kesmesine bir set çekmiş olan aforoz yetkisi gibi, alevilikteki düşkün ilan etme gibi yaptırımlar o inanç sistemi içinde bulunan olgulardır ve amaçları o inanç sistemini dış etkilerden korumaktır. tanrı ile insan arasına girilmiş görülebilir ama hukuk sistemi de insanla insan arasında girmekte ve hayatı düzenlemektedir, bu tip düzenleyici kurumlar hayatımızın her alanında varken dinlerde niye böyle birşey olmasındır? zaten o haliyle dini beğenmeyen varsa o dine mensup olmamak gibi bir hakka haizdir.
bütün bu sebeplerle islam'daki cemaat-tarikat anlayışına alevilikle veya başka inanç sistemlerini örnekleyerek saldırmak boş ve cahilce bir çaba olacaktır. benim dinim bana olduğu için de başkasının dinindeki tanrı-kul ilişkisine laf uzatmaya tenezzül etmemeliyimdir.