ayh içimi şişiren bir yarışmaydı. 2007'den beri bayıla bayıla izlerim bu yarışmayı ancak ilk defa bu sene bitse de gitsek duygusuna kapıldım. geçen sene bir balladın kazanmasından mıdır bilinmez finalde hareketli şarkılar parmakla sayılacak derecedeydi, rejinin her şarkıyı aynı kamera açılarıyla çekmesi sonucu güzel bir sahne olmasına rağmen sahneyi de izleyemedik. favorim hem ses hem şov olarak yarışmaya yeni bir soluk getiren belçika, yarışmanın 60.senesi için katılıp tek şansını oldukça güzel değerlendiren avusturalya ve slowlar arasında en güzeli olan estonya'ydı, belçika'nın dördüncü ve avusturalya'nın beşinci olmasına sevindim, estonya'nın sonucunu ise düşük buldum. ancak hiç bir şey beni isveç'in kazanması kadar sıkmadı ve üzmedi.
uzun bir süreden sonra yarışmayı haklı bir şekilde kazandıkları 2012'den sonra isveç kötü şarkılarla bile, özellikle jüride gayet iyi sonuçlar alabiliyor, inanmayan internette finalin jüri ve halk oylaması sonuçlarını inceleyebilir. isveç'in yarışma üzerindeki etkisi bununla sınırlı değil, bu sene isveç yarıfinaldeki sırasını seçti ki bu yarışmada sıralama alacağınız sonucu çok kolay etkileyebilir. bunlar pek araştırmayan ama kuşkulu bir eurovision fanı olarak benim bulduklarım, yarışmayı deşenler kim bilir neler bulacak. tek dileğim 2016'nın ev sahibi isveç'in 2013'te yaptığı gibi iddiasız bir yarışma ortaya koymaması.
ve yarışmanın her anında insanı ferahlatan, güldüren, mans zelmerlöw'ün yanına bile yaklaşamayacağı sakallı kraliçe conchita wurst ... keşke her yıl kendisini bir şekilde görebilsek.