Sene 2011.. daha lisede iken evim baya uzak olmasına rağmen saat 23.00 da ankara kurtuluş parkı'na gitmek..senin en aksiyonlu olayın gece bir parka mı gitmek diyebilirsiniz.. ama bilen bilir kurtuluş parkı gündüz bile pek tekin olmayan bir yer ve ailemden habersiz gidiyorum hadi annemleri geçtim abimi bile riske ederek böyle bir delilik yapıyorum.. o zamanlar konuştuğum çocuk "gel diyor bak otobüsüm kalkacak seni göreyim sarılayım bir kez daha " , "yok diyorum bu saatte izin alamam.." , "kaç diyor bak masaya not yazdım gündüz oturduğumuz.. " , "tamam diyorum geliyorum " çocuk şok oluyor ben daha bir şok çünkü tek düze hayatı olan biriyim evden okula okuldan eve hani okuldan bile kaçınca eve gidip ders çalışan bir tip.. neyse efendim gidiyorum üşenmeyip gecenin bir vakti ne yazmış masamıza diye * efendim yaza yaza "kaf sin kaf" * yazmış diyorum "afferim beni bu saatte 35,5 u da ben yazim diye mi çağırdın buraya .." tutup havaya kaldırıyor beni * ve deli gibi öpüp yere bırakıyor * sonra o masaya ikimizin adını yazıyoruz tarihi yazmıyoruz çünkü 6 Mayıs unutmayız o gün ikimiz de "deniz gezmiş"in mezarına gitmişiz , unutulur cinsten değil .. neyse yıllar geçiyor ben her o parka gittiğimde o masayı bulup oturuyorum ikimizin adı hala yazıyor ve malesef ki "kaf sin kaf" da hâlâ yazıyor ve 2011 'den beri bu olay hep ikimiz arasında sır olarak kalıyor , kimselerin haberi olmuyor.. ve ben hayatımdaki en heyecanlı iki olayı * bu adamla yaşıyorum. *