internette hızla yayılmış, hiçbir esprisi olmayan basit bir şarkıdır. hepsi o.
insanın ruhuna işleyen müzikler, gerçek romantizm ve anlamlı sözler için (bkz: fikret kızılok) *
öyle deyimlerden şarkı ismi yapmakla, uzak-tuzak kafiyesini kullanmakla eser yapılmaz. antreparantez: sezen aksu uzak-tuzak kafiyesinin limitlerini yeterince zorlamıştır zaten. ayrıca neler eserdir neler değildir gören göz işiten kulak, bunun ayrımını yapıyor. televizyon çocukları da önüne konanı afiyetle yiyor. antreparantez: okan bayülgenin felsefesini hatırlayalım: televizyondakiler gerçek değildir! hatta bir adım ileriye götürelim internet gerçek değildir! o halde internetin var olan gerçeklik anlayışımızı eğip bükmesine direnç göstermeliyiz.
ayrıca zevkler ve renkleri de tartışırım. sen kaliteyi düşürürsen seni de tartışırım.
şarkıyı biraz analiz edecek olursak... hala doksanlı yılların saçma sapan şarkılarının düzeysizliğinde sözler... atari müziği gibi bir melodi. bunu bir gitarla bir piyanoyla haşır neşir olan herkes besteleyebilir pekala. bir ilginçlik yok yani; bir sanat dehası yok. vay be dedirten bir durum yok anlatabiliyor muyum?
şu sözleri tam anlamıyla kopartmıştır:
neler geçti gönlünden,
anlat azicik bana,
en içten duygularla,
bagliyim simdi sana
yahu bunları kızlar ortaokulda defterlerinin arkasına yazıyorlardır allah bilir. *
neymiş efendim. basit sözlerin vuruculuğuymuş da samimiyetmiş de... basit sözlerle çok şey anlatabilmek en zor olanıdır. sen kimsin de basit sözlerle sanat yaptığını iddia ediyorsun derler adama. her neyse burada amaç bağcıyı dövmek değilse de biraz ileri gitmiş olabilirim. esas vurgulamak istediğim, internetle birlikte, mesajın yayılım hızının artması nedeniyle, eseri hazmetmeye zaman kalmamakta. herkes sırası gelince on beşer dakikalığına ünlü olmakta. bu da kaliteyi düşürmektedir.
