tanıştın mı benimle? tanımak, neyi sever neyi sevmez, ne yapar ne eder bunları öğrenmek değil. tanımak, uzun zaman onunla vakit geçirmek değil. tanımak, düşüncelerini bilmek, üslubunu öğrenmek değil. tanımak, kafasında neler döndüğünü, hislerinin nasıl barındığını, nasıl yazdığını, nasıl konuştuğunu bilmek değil. tanımak, alışmak da değil. ve tanımak, ne beyninde, kalbinde, yaşadıkları üzerine birikmiş ne de kafa yorulmuş, dert edilmiş ne varsa buna vakıf olmak değil.
tanımak, hissetmektir. kendini sadece onun yanında hayal edebilmektir. tanımak, arayışın huzurla nihayet bulduğu noktada onun yüzünün göz önünden gitmemesidir. tanımak, içerlerde bir yerlerde sürekli gezip duran birini taşımaktır. tanımak basittir aslında. yüreğin ne kadarsa, o kadar tanırsın bir insanı. zira o kadar hissedebilirsin.
hissetmektir tanımak. kendinden hissedip hiçbir yabancılık görememek..
peki sen, tanıyor musun beni?
mesela ne kadar tanırsan, o kadar aydınlandığını düşünür müsün? böyle bir hissin oldu mu hiç? ya da onun tarafından ne kadar tanınırsan o kadar var olduğunu hissettiğin?
sen.. şimdi karar ver, tanıyor musun beni gerçekten?