medrese mollalarının çıkardığı isyanlar

entry2 galeri
    1.
  1. halkımız arasında pek bilinmeyen isyanlardır. oysa son derece önemlidirler, devletin bu isyanlara karşı aldığı tedbirler, sonraki yoğun celali isyanlarının sebeplerinden birini oluşturmuştur.

    bilindiği üzere yavuz sultan selim ve kanuni döneminde osmanlı geniş topraklar fethetti. bu toprakların yönetimi için kadılık, naiplik ve diğer makamlara ulema sınıfından atamalar yapılması gerekiyordu. söz konusu makamlar itibarı ve geliri yüksek makamlardı. yeni toprakların yönetici ve hakim ihtiyacı sebebiyle oldukça genç talebeler kısa sürede bu makamlara kurulmayı başardılar. aynı dönemde oluşan diğer bir gelişme de nüfus artış hızının yükselmesiydi. gittikçe bozulan devlet mekanizması sebebiyle tarım ve hayvancılık eski çekiciliğini yitirmişti. durum böyle olunca medreseler anadolu'nun her yerinde, bazı küçücük köylerde bile boy gösterdi.

    ne var ki toprak genişlemesinin durması sebebiyle kanuni'nin son dönemlerinden itibaren medrese talebeleri arasında bir kıpırdanma başladı. medrese köşelerinde dirsek çürütüyor ama bir türlü atanamıyorlardı... akla öğretmenlerin halini getiriyor değil mi?

    ancak medrese mollaları cumhuriyetin öğretmenleri gibi değildi... kendi aralarında çeteler oluşturarak, köy basmaya, "oğlan çekmeye" başladılar... eşcinsel ilişkiler kendi aralarında da yaygındı zaten. özellikle oğlanları tercih etmelerinin dört ana nedeni vardı: birincisi kadınlarla ilişkinin recm gerektirdiğine inanılması, ikincisi hanefi hukukuna göre eşcinsel ilişkilerin ancak "kabahat" olarak görülmesi ve üçüncüsü eşcinselliğin aralarında yaygın olması ve dördüncüsü rehin aldıkları oğlanlar için babalarından daha yüksek kurtuluş akçesi tahsil edebilmeleridir.

    medrese mollalarının isyanları 3. murad döneminde doruğa çıktı. günümüzde lafının pek edilmemesinin sebebi hiçbir zaman bir ordu oluşturup, devletin üstüne yürüyememeleridir. fakat sayıları bazen bir kaç yüzü bulan gruplar halinde habire köy ve hatta bazen kasaba basıyorlardı. tımarlı sipahiler genelde seferde oldukları için, geride kalan az sayıdaki sipahiler bunlarla baş edemiyordu. zira isyancı grupların mevcudu az olmakla beraber sayıları çoktu. hatta sipahilerin evleri bile basılıyor, oğulları "çekiliyordu" (döneme ait bir tabirdir)... kadıların bazılarının bunlarla işbirliği yaptığını veya yaptıklarını görmezden geldiklerini gösteren sayısız kanıt da vardır. yapılanları devlete raporlamak konusunda ve cezalandırma konusunda pek istekli değildiler.

    sonunda devlet "il erleri" adı altında köylerdeki sıradan çiftçi gençleri paşaların kapısında görevlendirmeye başladı. böylece paşaların kapı halkı hadsiz hesapsız büyüdü, onları beslemek için paşalara verilen hasların arttırılması icap etti. keza sarayın artan masrafları da padişahın haseki sultanlarına ve akrabalarına verilen hasların genişletilmesine sebep oluyordu. söz konusu geniş topraklar isyancı grupların saklanması için idealdi. zira kendilerini takip edenler, saraydan emir gelmedikçe o topraklara giremiyorlardı. mütevelliler tarafından yönetilen o topraklarda sipahiler de bulunmadığı için asayişi sağlamak zor oluyordu.

    velhasıl devlet, paşaların büyüyen kapı halkıyla o isyanları bastırmayı başardı. ne var ki o kapı halkı, sonradan, sekban ve sarıca denilen daimi ve de paşalara bağlı, geçimlerini paşaların haslarından temin ettiklerinden verdikleriyle sağlayan askerlere dönüştüler. böylece paşalar veya kapı halkının önde gelenlerinden bazıları bu askerleri peşlerine takarak devlete isyan etme imkanı buldular.

    değerli tarihçimiz prof. dr. mustafa akdağ tüm bu yaşananları aşağıdaki eserinde, döneme ait mühimme defterlerinden, fermanlardan, devlete gelen ihbar mektuplarından, şikayetnamelerden, feryatnamelerden ve yargı kararlarından kanıtlar sunarak izah etmiştir:

    http://www.idefix.com/kit...?sid=X1HQ7PF3SH4H8W1QW4CI

    prof. dr. mustafa akdağ'ın dikkatini çeken bir husus şuydu: kadınla erkek arasındaki en küçük yakınlaşmada, ne yakınlaşması, kadın kıyafetlerindeki en küçük bir kusurda ortalığı ayağa kaldıran ulema, bunca zulüm, tecavüz ve eşcinsel ilişkiler konusunda sessiz kalmıştır.
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük